01.12.1995 / Ercümend Berker - Dostum Demirhan Altuğ


     Demirhan’ı 1948’de “İstanbul Belediye Konservatuvarı”nda tanıdım.

 

     Demek 47 yıl olmuş…

 

     Ben “Türk Musikisi İcra Hey’eti” şefi, O orkestra şefi olarak alışılmışın dışında bir dostluk kurduk ve sürdürdük.

 

     Alışılmışın dışında diyorum, çünkü o dönemde ve ortamda toplumumuzdaki güçlü müzik potansiyelini ve birikimini değerlendirmek, çağdaş Türk musikisini oluşturmak ve geliştirmek için ulusal ve evrensel kaynaklara inen arterlerin tam çalışması, bunun için de Türk musikisi ve batı musikisi kesimlerinin güç birliğine ihtiyaç olduğu bilinci henüz oluşmuş değildi.

 

     San’atta -özellikle musikide- ve ekonomide hiçbir zaman geçerli ve başarılı olmayan tepeden inmeli bir empozisyon ve yasaklama politikasının etkisi altında bunalmış olan bu iki kesim mensupları arasında dostluk ve yakın arkadaşlık ilişkileri şöyle dursun selamlaşmak ilişkisi dahi ender görülürdü.

 

     Biz, o dönemde ve o ortamda, dostluk ilişkisi kuran ve sürdüren istisnalardan olduk.

 

     Ulusal kültürümüzün soylu ve güçlü değeri “Geleneksel Türk Musikisi”ne devletin sahip çıktığı 1975 yılında, devlet katındaki ilk “Türk Musikisi Yüksek Öğretim Kurumu” olan “İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı”nı kurma görevi tevcih edildiği zaman, o kesimdeki dostlarım arasında bana ilk el uzatan Demirhan oldu.

 

     O’nunla ve kuruluşumuza katılan diğer değerli arkadaşlarımızla birlikte bu iki kesim arasındaki anlamsız duvarları yıktık ve bütün kesimlerin el ve gönül birliği içinde çalışabilecekleri bir zemin oluşturduk.

 

     1980’de “Atatürk’ün 100. Doğum Yılı”nda konservatuvarımızda birlikte kurup yönettiğimiz 100 kişilik “100. Yıl Korosu”nda, hem “Çoksesli Batı Müziği” eserlerini (Demirhan’ın yönetiminde), hem “Geleneksel Türk San’at Musikisi” eserlerini (benim yönetimimde), hem de “Türk Halk Musikisi” eserlerini (değerli ve vefalı arkadaşımız Neriman Tüfekçi yönetiminde) icra etmek suretile, her üç tür müziğin aynı koro tarafından aynı başarı ile seslendirilebileceğinin örneğini verdik.

 

     Demirhan Altuğ, konservatuvarımızın tek cümlede ifade edilebilecek olan “Türk musikisini kökten kopmadan geleceğe ulaştırmak” amacı doğrultusunda, kuruluşumuzdan bu yana, son nefesine kadar 20 yıl süre ile eğitim, öğretim ve icra alanlarında değerli hizmetler verdi.

 

     “Konservatuvarımızın orkestra ve korosuna, Itri’nin ‘Neva Kar’ını bizzat icra ettirmeden ölmek istemem” diyordu.

 

     Yalnız buna ömrü vefa etmedi.

 

     Ancak gemiler geçmeyen bir ummanda, öğrencilerinden birinin yöneteceği görkemli bir orkestra ve koro konserinde aynı repertuvarı dinlemek için çok beklemeyeceğine inanıyor, aziz hatırası önünde saygı ve şükranla eğiliyorum.

 

     Derginin Notu: Ercümend Berker’in, dergimizin 262. Sayısında yayınlanan yazısı faksla gönderildiğinden bazı önemli hatalar olmuştur. Yazıyı, düzeltilmiş olarak yeniden yayınlıyoruz.

     * * *

 

     Tuğrul Göğüş’ün Notu: Ne yazık ki “Orkestra Dergisi”nin hem 262. ve hem de 264. sayılarında değişik satırlarda dizgiden kaynaklanan bazı hatalar olduğunu görerek her iki sayıdaki yazıyı inceleyerek bir araya getirdim ve okuduğunuz bu satırları bireştirdim.

 

     ______________________________________

     Aylık olarak yayınlanan “Orkestra Dergisi”nin 34. Yıl, 264. Sayı ile Aralık 1995 tarihinde basılan nüshasının 12-14. sayfalarından alınmıştır.


Demirhan Altuğ, Agop Topuz ve Asım Kozol İle Bir Maskeli Balo Temsilinden Sonra (1960'lı Yıllar)

     Demirhan Altuğ, Agop Topuz ve Asım Kozol İle Bir Maskeli Balo Temsilinden Sonra (1960'lı Yıllar)




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5775833
Online Ziyaretçi Sayısı:62
Bugünlük Ziyaret :742

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.