01.01.1984 / Selma Agat - Kırım Türkleri Folklorunda ‘Çın’lar


     Kırım Türkleri arasında özellikle toylarda (düğün) oyun, şarkı ve türkülerden başka edebi türde gelenekleşmiş bir halk eğlencesi daha vardır. Düğünde kızlar bir tarafta ve delikanlılar karşı tarafta yer alarak, cıyınlarda ise (cıyın: müzikal toplantı) kızlar iki gruba ayrılarak birbirlerine duygularını, düşüncelerini, sevinç ve kederlerini, durumlarını, hayata bakış ve görüşlerini manzum ifadeler halinde türkü ve yırlarda (şarkı) olduğu gibi özel bir ahenk ve makam ile karşılıklı söyler ve yırlarlar ki ikişer mısradan oluşan bu ifadelere “Çın” adını veriyorlardı. Çın düzenlemek ve söylemekte yetenek gösteren ve düğünden düğüne gezerek çın söyleyen profesyonel erkek çıncılara “keday” diyorlardı. Adları, şanları halk dağarcığı arasında gömülü kalan ve yalnız “keday” ünvanı ile anılagelen bu halk sanatkarları şüphesiz ki halk şairlerini teşkil ve temsil ederler. Çın söylemekte mahir olan kadınlara ise özel bir nam ve ünvan vermiyerek yalnız “Çıncı” veya “Çıncı Kız” denilirdi.


 

     Çınlar, Kırım Türklerinin düşünce ve hassasiyetini ve halk zekasını en derin anlatımla açıklamaları bakımından “Kırım Türkleri Folkloru”nun değerli bir bölümünü oluştururlar.


 

     Çınların başlıca özellikleri, karşılıklı olarak söylenmeleridir. Çınlaşma iki karşı taraf veya grup arasında cereyan ettiği takdirde karşısındaki gruba bir çın söyleyen grup cevap almak için en çok bir dakika bekler, bu süre içinde cevap gelmediği takdirde bir ikinci ve bunun ardından üçüncüsünü söyler, yalnız bu defa çınlar alaycı bir ifade kazanır, bunu neşe içinde gülüşmeler takip eder. Şu halde çınlaşmak, halkın bir zeka ve buluş yarışı olan edebi bir halk eğlencesidir. Herhangi bir neden ile bir yerden bir köye misafir kız veya kızlar geldiği takdirde ev sahibi “Konakbay” misafirlerin şerefine bir ziyafet verirdi, bu ziyafete o köyün kızlarını ve hatta komşu köyün kızlarının bir bölümünü de davet ederdi. Genç kız toplantılarına “Cıyın” veya “Kız Cıyını” adını verirlerdi. Düğün ve cıyınlar ise bu yarış için güzel bir meydan ve çınlar için zengin bir ortam olmuşlardı.


 

     Çınlara Birkaç Örnek:


 

     Avursam ah der kimsem yok, ölsem cılar?

     Betimni sıypap közümnü kim cumdurar?


 

     Cevap


 

     Avursan maga haber ver, men vararman

     Betinni sıypap közünnü cumdurarman

     Avdarıl kaya bas meni, körmesin közüm

     Ölsem özüm öleyim, ölmesin sözlüm.


 

     Cevap


 

     Sen anadan mahrumsun, men babadan

     İki öksüz muradın ver yaradan

     Uzak yerden kelemen, derdini yüklep

     Başıma yastık edeyim saçını büklep.


 

     Cevap


 

     Cavurnı capkan ciren saç tel tel örgen

     Asıl atay balası terbiye körgen

     Aç közünü seveyim, bülbülüm kelgen

     Senden gayrı varmeken halimi bilgen.


 

     Cevap


 

     Suda körüp suretin cuvurdum carman

     Koletkenden acizman, özünden zarman.


Çın Örnekleri

 

     Avursam: Hastalansam

     Cılamak: Ağlamak

     Betimni: Yüzümü

     Sıypap: Okşamak

     Cumdurmak: Yumdurmak

     Avdarıl: Yıkıl

     Cavurnı: Sırtını

     Capkan: Kapatan

     Ciren: Sarı, kumral

     Cuvurdum: Koştum

     Koletke: Gölge

     Zarman: Uzak


     ___________________________________________



     Aylık olarak yayınlanan “Orkestra Dergisi”nin 12. Yıl, 125. Sayı ile Ocak 1984 tarihinde basılan sayısının 43-45. sayfalarından alınmıştır.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5767903
Online Ziyaretçi Sayısı:20
Bugünlük Ziyaret :465

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.