30.11.2018 / Tanju Cılızoğlu - 600 Çocuğun Müzikal Sevgisi

Çocukların Müzikal Sevgisi


     Altı yüz ilkokul öğrencisi ile bir müzikal seyretmek. Ve belki de ilk kez tiyatroya gelen, tiyatronun en küçük seyircilerinin oyunu anlamada kavramada umut veren şaşırtıcı mükemmelliğine tanık olmak.


 

     Oyunu seyrederken Mustafa Kemal’in bir anısını hatırladım.


 

     Mustafa Kemal, Samsun’dan Amasya’ya geçer. Havza girişinde tarlasını öküzü ile süren genç bir köylü görür. Arabasından iner köylünün yanına varır ve ne yaptığını sorar.


 

     Köylü, “Tarlayı ekeceğim, sürüyorum” der.


 

     Atatürk, “Ülkenin dört bir yanını düşman sarmış. Senin akranların vatanı kurtarmak için Kuvayı Milliye’ye katılıyor. Sen buradasın. Vatanı kim kurtaracak?” dediğinde köylü yanıt verir:


 

     “Vallahi beyim vatan benim için aha bu topraktır. Ben başkasını bilmem.”


 

     Atatürk bunun karşısında son derece üzgün kederli arabaya döner, kimseyle konuşmaz.


 

     Amasya’ya doğru yol alır. Bir süre sonra bir dört yol ağzına varırlar. Bir adam telaşlı sağa sola koşturuyordur. Atatürk arabayı durdurur: “Hayrola nereye gidiyorsun. Bu telaşın ne? Bir sıkıntı mı var?”


 

     Adam yanıt verir: “Beyim benim Adana’da iş yerim var. Aslen Gaziantepliyim. Duydum ki bizim oraya düşman gelmiş. Her şeye el koyuyormuş. Soracağım kimin malını kime veriyorsun?”


 

     Atatürk’ün neşesi yerine gelir. Ve yanındaki yol arkadaşlarına döner:


 

     “İşte biz bunların sayesinde ‘Kurtuluş Savaşı’nı kazanacağız.”


 

     Siyasetin salı günleri grup toplantılarını izliyorum. Özellikle AKP Genel Başkanını izledim. Türkiye yanıyor. Ekonomik, kriz ülkeyi yıkıyor. Üretim dibe vurmuş. Üretimde olanlar konkordato ve iflas şokunda. İnsanlar işsiz. Ülkenin otuz milyonu açlıkla boğuşuyor.


 

     Tayyip Erdoğan Kürsüde Gezi Olaylarını Anlatıyor


 

     Sabaha karşı dünyaca saygın bilim adamlarının evi basılıyor. Alınıp götürülmelerine evrensel ve yerel tepkilere yanıt veriyor. Yirmi otuz yıl önce yaşanan İstanbul’un susuzluğunu anlatıp övünerek: “Bunu biz çözdük” diyor.


 

     Bugün ülkenin yaşadığı yangını yok sayıyor. Salı gününün ertesinde “Kocaeli Şehir Tiyatrosu”nun “Güzel ve Çirkin” müzikalini izliyorum.


 

     Tiyatroda çocuk oyunu izlememin nedeni Volkan Dinç. İki yıl önce Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” oyunundaki Lenie rolünde izlediğim ve bu genç oyuncu tiyatronun bu evrensel tiplemesini bu mükemmellikte oynasa tavan yapar bir anda ün ve servet sahibi olur dediğim Volkan Dinç’i bu sezon oynadığı çocuk oyununda izlemek istedim.


 

     Belirtmek isterim ki geleceğin çok ünlü bir aktörü olacağına inandığım bu genç oyuncu için geldim. Ve olağanüstü bir keyifle arkama yaslandım.


 

     Kentin yoksul semtlerindeki okullarından gelen altı yüz minik öğrenci ile oyunu keyifle seyrettim. Tiyatro bu kadar mı bilinçli izlenir.


 

     İki yerde müthiş bir alkış patladı. Tam da:


 

     “Sevgi hayattır, bolluktur, berekettir” tiradında miniklerden alkış koptu.


 

     “Kocaeli Büyükşehir Belediyesi” Başkanı tiyatroya arkasını dönmüş ve tiyatroyu yaşamına hiç sokamamış. Kocaeli’nin üç dönem Belediye Başkanlığını yapan bu şahsa sorsanız yaptığınız işin en zorlu kısmı ne diye, yanıt çok muhtemel ki tiyatro diyecek.


 

     Ve şehrin varoşlarından gelen çocuklarının ilk kez tiyatro seyreden minikleri seyrettikleri oyundan çok mutlular. “Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu”nun Genel Sanat Yönetmeni de çocuklar için “Güzel ve Çirkin” müzikalini sahneletmiş...


 

     Başta Volkan Dinç olmak üzere Sezen Düzakar, Ozan Şahin, Mine Özcan, Emre Işık, Erdoğan Cengiz, Ezgi Özbalı, İlker Bağlam, Meltem Özsavaş, Tunç Efe oyunun yönetmen koltuğunda Ersin Ayhan, dekorda Emre Satı, kostümde Emine Kaynak Yıldırım, ışıkta Cafer Yiğiter, müzikte Gürkan Çakıcı, koreograf Ferdi Yıldız ve görsel tasarımda Aktürk Aksoy olmak üzere kadrosunu yetenekli ve usta ellerden oluşturmuş.


 

     Ve ortaya son derece başarılı bir oyun çıkmış. Sadece çocuklar değil annelerinin, babalarının, ağabeylerinin ve ablalarının da beğeneceği bir oyun çıkmış ortaya.


 

     Ve Mustafa Kemal’in dediğince bu ilkokul çocukları yarın ülkede görevlerini teslim alınca ülkenin siyasete patinaj yapmaktan, yalpalamaktan, çağ kaçkınlığından kurtulup ülkelerini aydınlıkla buluşturacaklar…



     Aydınlık Gazetesi - 30.11.2018, Cuma




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5786035
Online Ziyaretçi Sayısı:16
Bugünlük Ziyaret :1046

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.