08.05.2019 / Burçak Evren - Görsel Arşivin Önemi


     Son aylarda; görsel bir bellek oluşturmanın ne denli önemli olduğunun bilincinde olan, ama bunu çeşitli nedenlerle gerçekleştirmenin üstesinden gelemeyen bir çok kuruluş, biraz geç de olsa bu alanda önemli adımlar atmaya başladılar. Bu önemli olgunun biraz geç de olsa ela alınmasının elbette ki bir çok nedeni var. Örneğin; geleceğe yönelik bir bellek oluşturmak belki de akla gelen ilk neden.


 

     Bugüne değin, görsel bellek oluşturma konusunda/alanında sınıfta kaldığımız bir gerçektir. Bu olguya hiçbir zaman gereken önemi vermediğimiz gibi, var olanı da cömertçe harcamış olmamız, elbette ki bundan böyle de öyle sürüp gideceği anlamına da gelmemelidir.


 

     Bugün kültür sanat alanımızdan, politik yaşama, toplumsal olgulardan bu tür belgelere gereksinim duyan her alana baktığımızda uluslararası düzeyde görsel bir arşive sahip olmadığımız ortaya çıkmaktadır. Abdülhamit döneminde yapılıp da bir kısmı başta ABD ve İngiltere olmak üzere çeşitli ülkelere gönderilen ve genel olarak da “Yıldız Albümleri” olarak isimlendirilen çalışmanın dışında hatırı sayılır bir girişim olmamış, bu girişim uzun yıllar ilk ve tek girişim olarak akıllarda kalmıştır.


 

     Uzun yıllar, görsel arşivciliğin bir çeşit omurgasını oluşturan fotoğrafın, gereği gibi anlaşılıp değerlendirildiğini söylemek pek mümkün değildir. Bir çok kütüphanemiz ve de arşivlerimizin içeriklerine bakıldığında bu alanda gerek nitelik ve gerekse nicelik açısından ne kadar yetersiz olduğumuz ortaya çıkmaktadır. Bu yetersizlikte elbette ki, alım gücünün yetersiz olması önemli bir etken olmuştur.


 

     Ülkemize ilişkin görsel arşivlerin büyük bir kısmı ne yazık ki kişilere aittir. Kişilere ait görsel arşivleri , “ne yazık ki” diyerek tanımlamak, bu tür arşivleri küçümsemekten değil, aksine önemsememizden, ama onların uzun ömürlü olmamalarından kaynaklanmaktadır. Bu tür kişilere ait arşivlerin, kişilerin yaşam süreleriyle orantılı bir ömüre sahip olup sonrasında çoğunlukla yok olup gitmeleri ister istemez “ne yazık” sözcüğünün kullanılmasını kaçınılmaz yapıyor.


 

     Evet, biraz geç de olsa günümüzde bu durum değişmeye ve bu konuda önemli adımlar atılmaya başlandı. Başta “Milli Kütüphane” ve “Atatürk Kitaplığı” olmak üzere bir çok kütüphane bu gidişe adeta dur deyip, görsel değerleri toplamaya, kimi kişisel arşivleri almaya ve aldıklarını da paylaşmaya başladılar. Yıllar önce seracıların seralarında cam olarak kullanmak için aldıkları cam negatifleri bugün “Milli Kütüphane”nin almaya başlaması elbette ki bu konuda tüm geç kalmışlığa karşın, önemli, çok önemli bir adım olarak tanımlanmalıdır.


 

     Bu konuda olumlu adımlar atan yalnızca kütüphanelerimiz değil, sayıları az da olsa kimi üniversitelerimiz de kendi olanakları içinde bu tür arşivlere yönelmeye ve hatırı sayılır çalışmalar yapmaya başladılar. Bazı yerel yönetimler de de, kendi kentlerine ilişkin görsel bir arşive giriştikleri de bilinmektedir. Ayrıca bu konuda henüz proje aşamasında olan müze çalışmaları ile özellikle sinema ve fotoğrafçılık alanında kimi grupların geleceğe yönelik bellek oluşturmak amacıyla giriştikleri çalışmalar da bulunmaktadır.


 

     Ne denli geç kalınsa da kalışın “asla geç değil” mantığıyla yola çıkmak da bir başlangıç, önemli bir adım sayılmalıdır. Bu adımların her alanda, geleceğe ilişkin bir bellek oluşturduğunu kim yadsıyabilir ki…



     Aydınlık Gazetesi - 08.05.2019, Çarşamba




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5768509
Online Ziyaretçi Sayısı:16
Bugünlük Ziyaret :686

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.