22.11.2018 / İhsan Toksöz - Yerel Yönetimlerin Sivil Toplum Örgütleri İle Diyalog Eksikliği


     Dünkü yazımda yerel yönetimlerin kentte destekledikleri dört kültür ve sanat projesinden bahsetmiş (Mersin Uluslararası Müzik Festivali, İSK Arkeoloji Günleri, Yumuktepe ve Soloi Pompeiopolis Kazıları) ve yerel yönetimler ile sivil toplum örgütleri arasında geleneksel bir “birlikte çalışma kültürü” olmadığını vurgulayarak sonlandırmıştım yazımı. Bir kentin kültürel ve sanatsal gelişiminde sivil toplum kuruluşlarını rolünün ne kadar önemli olduğunun altını çizerek, bu çalışma kültürü eksikliğinin olası nedenlerine değinmek isterim.


 

     1. Yerel yönetimler kendi projelerine ve halen destekledikleri projelere odaklanmakta, yeni sivil toplum projelerine gerekli ilgiyi göstermemektedirler!


 

     2. Bazı yerel yönetimler (ve kent kurum ve kuruluşları) sivil toplum kuruluşlarının bir kentin insanlarının yaşamlarını nasıl zenginleştirdiği konusunda -birlikte çalışma fırsatı bulamadıklarından- yeterli bilgi sahibi değildirler.


 

     3. Yerel yönetimlerde lider, ilgili departman görevlileri ve karar verici organlardaki kişilerin kültürel ve sanatsal formasyonları eksik olabilir ve/veya liderin dediğinin dışına çıkılamamaktadır. İkinci şık daha vahimdir. Bu gibi durumlarda kişiler sorumluluklarını yerine getiremiyorlar demektir.


 

     4. Sivil toplum örgütleri yerel yönetimlere (ve kent kurum ve kuruluşlarına) kendilerini tanıtmakta ve ilişki kurmakta başarısızdırlar.


 

     Dördüncü şık en az olası şıktır. Çünkü yerel yönetimler sivil toplum örgütlerini sanki para emici vampirlermiş gibi çevrelerinden uzak tutma eğilimindedirler. Sivil toplum örgütleri kar amacı gütmezler. Hizmetlerini gönüllü olarak yaparlar. Projeleri değerliyse katkıyı hak ettiklerini düşünürler.


 

     Bu diyalog eksikliğinin nedenlerini her iki taraf ta araştırılabilir, öz eleştiri yaparak, birlikte çalışabilmek için ortak bir paydada buluşabilirler. Bu diyalog eksikliği ortadan kaldırılmalıdır. Burada ilk adımın yerel yönetimlerden (ve kent kurum ve kuruluşlarından) gelmesi gerektiğine inanıyorum.


 

     Ben bugüne kadar hiçbir yerel yönetim tarafından kent kültür ve sanat yaşamında söz sahibi olan-olabilecek bir sivil toplum kuruluşunun yönetimine; “gelin projelerinizi sunun, tartışalım, beraber neler yapabiliriz konuşalım” diye bir davet geldiğini hatırlamıyorum. İşte diyalog bunun için gereklidir. Bunun için sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerinin izlenmesi yeterli olacaktır.


 

     Gördüğünüz gibi yukarıdaki saptamalar, kentimizdeki herhangi bir yerel yönetim, kurum/kuruluştaki belirli kişilere ilişkin değildir. Genel ifadeler kullanmaya gayret ettim. Kurumsal/yönetimsel bazdaki eksiklik ve yanlış uygulamalarının altını çizmek istedim.


 

     Mersin yerel yönetimleri ile kent kurum ve kuruluşlarının yetkili kişi ve organları yukarıdaki paragraflarda “kendilerinden bahsedildiğini düşündükleri” noktaları bulup bir değerlendirme yapabilirler.


 

     Saptamalarımı doğru bulanların sivil toplum kuruluşları ile diyalogun kapısını açık tutmaları “kent için, kentliyle beraber” birlikte çalışma kültürünün yolunu açacaktır.


 

     Saptamalarımı yanlış bulanlar ise gerekçelerini ben ve benim gibi düşünen sivil toplum kuruluşu yöneticilerine anlatabilirler. Yanılıyor olabilirim. Yanlışımdan dönmeyi de bilirim.


 

     Yazdıklarım için kimsenin alınganlık, kızgınlık yapmamasını diliyorum. Bunlar şimdiye kadar yazılmamıştır. Ben yazıyorum. Tepki yerine diyalog öneriyorum. Hizmet için, birlikte çalışmak, “imece” en iyi netice verecek uygar bir yöntemdir. Hele Mersin gibi bir “gönüllüler ordusu”nun bulunduğu bir kentte bunu gerçekleştirmek çok kolay olacaktır.


 

     Diyalog kurulurken yerel yönetimler tarafından “parayı veren düdüğü çalar” anlayışı ile proje uygulamalarında müdahil olunmaması, sivil toplum kuruluşlarına özerk çalışmaları için destek olunması beklenir.


 

     Diyalog eksikliğinde kilit sorun, yerel yönetimlerin, hangi sivil toplum örgütünün kente ne katkı yaptığı konusunda henüz kesin bir değerlendirme yap(a)mamış olmalarıdır. Politik yaklaşımlar, seçmen tercihi-baskısı ve bazen vizyon eksikliğinin de bunda oldukça katkısı olduğunu söyleyebiliriz.


 

     Kent kültür, sanat politikalarını belirlemek bir sosyal sorumluluk bilinci ve vizyonu gerektirir. Bu konuda kendilerini çalışmalarıyla ispatlamış sivil toplum kuruluşlarının tecrübelerinden istifade etmek, önerilerini almak, onları desteklemek, ortaklaşa projeler yapmak kente yapılacak en büyük hizmettir.


 

     Sivil toplum örgütü / kent kurum, kuruluşları / yerel yönetimlerinin işbirlikleri kentin kültür, sanat politikalarının belirlenmesinde yardımcı olacaktır. “Diyalog” sağlanabilirse, yerel yönetimler sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışabilirse, gerekli destekler verilirse, kent kültür ve sanatına yapılacak katkılar kat be kat artacaktır.


 

     Kent kurum, kuruluş ve yerel yönetimleri yukarıda verdiğimiz örneklerde olduğu gibi belirli projelerde kültür ve sanata katkıda bulunuyor olabilirler; “biz şu, şu projeleri yapıyoruz, destekliyoruz” diyerek ek projeler için fon ayırmakta tereddütlü davranabilir veya yeterli bütçe ayırmamış olabilirler. Bir kentin tanıtımında sanat ve kültür en etkin faktörlerden biridir. Bu konuda her zaman yeterli bütçe ayırabilecek şekilde programlarını yapmalıdırlar.


 

     Kent kurum, kuruluş ve yerel yönetimleri “kentimizde kültür kurumları, dernekleri var. Biz hizmetlerimizi başka alanlarda kullanmalıyız” düşüncesinde olmamalıdırlar. Kültür ve sanat bir kente hizmet etmenin mihenk taşıdır. Kent kültür ve sanat yaşamına büyük katkı sağlayacak, ulusal ve uluslararası bazda ses getirecek etkinlik projeleri ne zaman ortaya çıkarsa, yerel yönetimlerin ilgili kurumlarında derhal gündeme alınmalı, değerlendirilmeli ve uygun bulunursa gerçekleştirilmesi için neler yapılabileceği tartışılarak sonuca ulaşabilecek yöntemler bulunmalıdır.


 

     “Uygun bulunursa” dedik. “Gerçek” bir sanat etkinliğinin “ne olduğu, nasıl olması gerektiği” konusu bir uzmanlık işidir ve etkinliğin türüne göre tüm dünyada geçerli kriterler vardır. Burada politik yaklaşımlara yer yoktur. Sanat, sanattır. Bu konuda değerlendirme yapacak kurum yetkilileri eğitimli, yetkin kişiler olmalı ve projeyi ancak “kent kültür ve sanatına yapacağı katkı” boyutu ile ele almalıdırlar. Yerel yönetimlerin kentin içinden veya dışından “kültür ve sanat danışmanları” ile birlikte çalışması bu konuda objektif değerlendirmelerin önünü açacaktır.


 

     Çukurova Gazetesi - 22.11.2018, Perşembe

 

     ____________________________________

     http://www.cukurovagazetesi.com/yerel-yonetimlerin-sivil-toplum-orgutleri-ile-diyalog-eksikligi-64312.html




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5768683
Online Ziyaretçi Sayısı:16
Bugünlük Ziyaret :720

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.