27.12.2018 / İhsan Toksöz - İhmal Edilen Kent: Mersin - Tanıtıl(a)mayan Antik Bölge- Kilikya
Akdeniz’in en batısından başlayarak Güney Anadolu’yu turistik açıdan kısaca bir değerlendirelim: Bozburun ve Datça Yarımadası’ndan başlayan, Muğla’yı da içine alan antik “Karya Bölgesi” bugün bir turist merkezidir. Antalya’dan Teke Yarımadası’na kadar olan antik “Likya Bölgesi” de yıllardır sürdürülen yatırımlarla ülkemizin en önemli turist merkezlerinden biri olarak her yıl milyonlarca turisti ağırlamaktadır. Bu iki bölge, yaz tatiline gelen turistler için antik kentlere düzenlenen safarilerle, “Antik Karya Yolu” ve “Antik Likya Yolu” yürüyüş parkurları ile tarih ve arkeoloji meraklıları için değişik gezi alternatifleri sunmaktadır. Mersin’in kuzeyinde antik “Kapadokya Bölgesi” keza çok önemli bir turist merkezi olmuştur. Güneyde Kıbrıs, Akdeniz’in ortasında bir turist cennetidir.
Akdeniz antik bölgelerinden en az tanınanı-bilineni doğuda Mersin’in içinde yer aldığı “Kilikya Bölgesi”dir. Kilometrelerce uzanan kumsalları, tertemiz denizi, yıl boyu eksilmeyen pırıl pırıl güneşi ve onlarca antik kenti ve yerleşim yeri ile “Kilikya”, Türkiye’nin yeni turist çekim merkezi olmaya en büyük aday bölgesidir. Bölgede 2017 yılında mavi bayrak belgeli 10 plaj mevcuttur. Tüm bunlara ek olarak “Kilikya” antik çağ filozoflarıyla, Hıristiyan azizleri ve kiliseleriyle “İnanç Turizmi” açısından eşsiz bir konumdadır.
Rotası çizilecek bir “Kilikya Yolu”, tarih-arkeoloji-doğa-gezi meraklıları için yeni bir deneyim olacaktır. Bu gezi parkurunun en önemli ayakları “İçel Sanat Kulübü”nün gezi programlarında zaten yıllardır yer almaktadır.
“Mersin Valiliği Web Sitesi”nden aşağıdaki bilgilere ulaşıyoruz: Mersin il sınırları içinde; 520 Arkeolojik Sit Alanı, 2 Tarihi Sit Alanı, 30 Doğal Sit Alanı, 1 Kentsel Sit Alanı vardır. Sahillerinin uzunluğu 321 kilometredir. Bu sahillerde enfes kumsallı irili, ufaklı koylar, körfezler, doğa ve kültür zenginlikleriyle bölge, potansiyel bir turizm destinasyonu olarak öne çıkmakta, eşsiz yatırım fırsatları sunmaktadır. Yörede Mersin, Taşucu, Taşucu-Seka ve Anamur olmak üzere 4 adet deniz sınır kapısı ve gümrük bulunmaktadır. “Mersin Marinası” yat turizmi için hazırdır. Havayolu ile ulaşım sorunu ise yeni yapılacak (?) “Mersin Uluslararası Havalimanı” ile ortadan kalkacaktır. Eksik olan, gerekli altyapıları gerçekleştirerek yatırımcılara cazip olanaklar sunacak bir iktidar desteğidir.
Kentin bir “Turizm Master Planı” olduğunu biliyoruz. İl sınırları içinde “Bakanlar Kurulu” tarafından ilan edilmiş 8 adet “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” vardır: Silifke Narlıkuyu-Akyar, Taşucu-Boğsak, Ovacık, Kargıcık, Gülnar-Ortaburun, Anamur-Melleç, Mersin Tarsus-Kazanlı, Tarsus-Gülek Karboğazı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri… Bu konuda altyapı ve tesis yatırım haberleri her dönemde güncelliğini muhafaza etmekle birlikte uzun yıllardır bir arpa boyu yol gidilmiştir.
Mersin, “Devlet Opera ve Balesi”, “Uluslararası Müzik Festivali”, tiyatroları, kültür merkezleri ile bir turistin arayabileceği kültürel alt yapıya sahiptir.
Bu yıl altıncısı yapılan (ve benim bir ‘Kent Festivali’ne dönüştürülmesi için değerlendirme yazıları yazdığım) “Mersin Narenciye Festivali”nin bu yıl 300.000 kişi tarafından ziyaret edildiği haberlerini yenilerde okuduk. Katılımcı sayısı açısından “başarılı” bulunan bu şenlik bir “Kent Festivali”ne dönüştürülebilirse dışarıdan da festivale gelen ziyaretçilerin sayıları artacak, Mersin’in sanatsal imgesini yükselten bir başarı öyküsü daha yazılacaktır.
Mersin’deki toplam yatak sayısı on binlerle ifade edilirken Antalya’nın yatak kapasitesi 600.000’e dayanmıştır! Mersin’e yılda birkaç yüz bin turist gelirken (çoğu yerli turist) Antalya’ya yılda 9-10 milyon turist gelmektedir. Mersin’in geleceği turizmdedir. Bu konuda arzu edilen gelişme yıllardır sağlanamamıştır.
Yatırımların politik mülahazalarla gecikmekte (geciktirilmekte) ve ihmal edilmekte (!) olduğu hakkında kamuoyunda genel bir kanı vardır. “Tarsus-Kazanlı Kültür ve Turizm Gelişim Bölgesi” yılan hikayesine dönmüştür. Bölgede yatırım tahsislerinin iptal edildiği haberlerini duymaktayız. Yedi yıldır sürüncemede kalan “Mersin Uluslararası Havalimanı” yatırımının ve kaplumbağa hızıyla ilerlemekte olan Mersin-Antalya karayolu inşaatının bugünlerde -tam da yerel seçimler öncesinde- durdurulacağı sinyallerinin verilmeye başlanması da bu kanıyı güçlendirmektedir!
Bölgenin turizm potansiyelinin değerlendirilmesinde politik bir “ihmal”, kasıtlı bir “gecikme” (!) varsa da, kent dinamiklerinin bunu aşma yöntemlerini araştırmaları ve bölgenin hak ettiği konuma gelmesi için çalışmalarını sürdürmeleri esastır. Turistik yatırımlar iktidar erkinden bir işaret ve kararlılık bekler. Bu işaret yoksa veya planlananlar gecikiyor veya yapılmıyorsa, bölge potansiyelinin farkında olan kent yerel yönetimleri, kurum kuruluşları bölge değerlerinin tanıtılması için kısa, orta ve uzun vadeli projelendirmeler yapmalıdırlar. Bu projelerin gerçekleştirilmesi için kent insanının da bu farkındalığa ortak edilmesi şarttır. Mersin’de iktidar erkinin yörede turizm yatırımlarını hızlandırmasına kadar kent insanının yapacakları vardır.
Bundan sonraki yazımda sizlere kentimizin büyük bir eksikliği olan, dost meclislerinde, kurum, kuruluş toplantılarında sıklıkla dile getirilen, kentin ve yörenin daha iyi tanıtılmasının yolunu açacak, kolaylıkla uygulanabilecek küçük bir projeden bahsedeceğim. “Hediyelik Eşya Üretimi”. Somut örnekler vereceğim bu projenin gerçekleştirilmesi için ön alacak kent insanına, yerel yönetimlerin ve kent kurum ve kuruluşlarının yardımcı olması projede sonuç alınmasını hızlandıracaktır.
Çukurova Gazetesi - 27.12.2018, Perşembe
____________________________________
