24.07.2019 / İhsan Toksöz - Büyükşehir Belediyesi Kültür-Sanat / Turizm / Spor Çalıştayı
“Mersin Büyükşehir Belediyesi” 16-17-18 Temmuz 2019 tarihlerinde üç gün süren tüm kent dinamiklerinin katıldığı bir çalıştay yaptı. Bir önceki hafta “Yenişehir Belediyesi”nin düzenlediği “Uzmanlara Danışıyoruz” çalıştayından sonra “Büyükşehir”in bu çalıştayı da Mersinlilere “Stratejik Planlama Süreci”nde katılımcı olarak fikirlerini söyleme ve not ettirme fırsatı verdi. Bu bakımdan ilk kez yapılan bu çalıştayların çok önemsenecek bir açılım olduğunu düşünüyorum.
Ben ilk gün “Müzecilik ve Turizm” ve ikinci gün ise “Kültür-Sanat” konularında çalıştaya katıldım. Epey kalabalık olan katılımcılar 8-10 masa etrafında gruplar halinde moderatörlerle tartışma ve düşüncelerini aktarma fırsatı buldular.
Spor konusunda toplantılara katılmadım ama içinde “olimpiyat” düzenlenen ve fakat kentin, kentlinin katılamadığı, katılmasının engellendiği, kentin ekonomik yaşamına da bir katkısı ol(a)mayan, “şan olsun düzenleyenlere” düşüncesiyle “muhalif” kentin özellikle dışlandığı, cezalandırıldığı (!) böyle büyük bir organizasyon için yapılan onlarca spor mekanı yatırımlarının günümüzde de değerlendirilemediği gerçeğinin altını çizmeden edemeyeceğim. Bunun masaya yatırıldığını ve gerekli atılımların yapılacağını da biliyorum.
Bu iki çalıştay her ne kadar bana umut verse de, devamını izlemek isterim. Bu köşede uzun süredir yerel yönetimlerin sivil toplum kuruluşlarıyla diyalog eksikliğini dile getiren ve özellikle kültür-sanat konularında yazan biri olarak bu açılımın kent için, kentle birlikte çalışmanın önünü açmasını dilerim.
Yerel yönetimler kendi yağlarında kavrulur, “ben yaptım” oldu zihniyeti ile masa başında yapılan sözüm ona “kültür-sanat” (!) projeleriyle kendilerini avuturlarsa, bir kentin insanlarının kültür-sanat ile olan ilişki ve ilgilerini yönlendirme ve yukarıya çekme olanağını yitirmişlerdir. Ve hiç kimse de bu seçilmiş yöneticilere “gözün üstünde kaşın var” dememişse de suç ortağı olmuş demektir. Bugüne kadar yapılan budur!
Halkın yerel yönetim kararlarına katılımı bu açıdan önemlidir. Böylece gereksinimler ve öncelikler tespit edilecek ve tabii “imkanlar ölçüsünde” öneri-istekler gerçekleştirilmeye çalışılacaktır.
Yukarıda “imkanlar ölçüsünde” dedim. İşte zurnanın zırt dediği yer burasıdır! Görülen, bilinen odur ki imkanlar, olmayacak lüzumsuz işlere ayrılmakta-harcanmaktadır ve kültür-sanata bir şey kalmamaktadır! Veya kültür-sanat faaliyetleri adı altında içi boş, değersiz etkinliklerle kaynaklar çarçur edilmektedir.
Bu ülkemizin bir gerçeğidir. Burada konuya belediye başkanlarının, üst yöneticilerin ve alt kadroların kültür-sanat denince ne anladıkları açısından bakarsak da resim oldukça bulanıktır. Yerel yönetimlerde başkan- üst yöneticiler - alt kadrolar kültür-sanat konularında donanımlı olmalıdır. Bu çıta genelde yakalanamamıştır.
Her alanda olduğu gibi kültür-sanat-edebiyat konularında Türk insanının eksik kalmasının nedenini eğitim politikalarında aramak yanlış olmayacaktır. “Kültür-Sanat-Edebiyat” derslerinin müfredatı ve uygulamalarındaki yanlışlar, eksiklikler ve -haydi biraz empati yapalım!- ihmaller, bunun baş müsebbibidir. Buna uzun yıllardır süregelen en üst katmanlardan kasıtlı müdahaleleleri de eklersek insanımızın kültür-sanat formasyon eksikliğinin röntgenini çekmiş oluruz.
Buna bir de belediye meclislerinde sadece politik mülahazalarla, parti yönlendirmeleriyle, türlü çeşitli entrikalarla tavır alan bazı meclis üyelerinin tutumlarını katarsak, bir belediyenin en önde gelen hizmetlerinin başında yer alacak olan kültür-sanat-edebiyat eğitim ve faaliyetlerine büyük sekte vurulmuş olur. Bunun örneklerini yerel seçimlerden hemen önce ve sonraki söylem ve eylemlerde görmekteyiz. Bu yanlış bir tutumdur. İçinde yaşanılan toplum fertlerine sırt çevirmektir. Meclis üyelerinin belirli bir kesime değil, tüm kente hizmet için orada bulunduklarını unutmamaları arzu edilir.
Halk sırf “muhalefet” için doğruları ıskalayan, es geçen, kentlinin yararına olan kararlara, ihtiyaçlara, projelere ket vuran kişileri unutmaz. Bu bakımdan belediye meclis toplantılarının sosyal medyada izlenebilir olması çok isabetli ve demokratik bir uygulamadır.
Politika ülkeye-halka hizmet için yapılır. Halkın bir kısmı için, oy için, körü körüne parti politikalarına itaat için, lidere bağlılık için yapılan eylemler, engellemeler yanlışsa -ki öyledir-, bir bumerang gibi sonunda fırlatana geri dönerek onu vuracaktır.
Bu bakımdan 21. yüzyılda hasbelkader “seçilmişler”, güçlerini aritmetik yüzde oranlarında arayanlar, artık ülke genetik kod ayarlarına dönmelidir. Nedir bu ayarlar: Uygar dünya ile bütünleşmiş, çağdaş eğitimle yetişmiş, kültür-sanat ile yücelmiş, inovatif teknolojik yeniliklerle barışık ve yaratıcı, ekonomik özgürlüğünü kazanmış, eşitlikçi, laik bir toplum yaratmak utkusu ile çalışmak…
Bu köşenin konusunu en başta belirlemiştim. Kültür-Sanat konularını işlemekteydim. Yazıma yine öyle başladım ama bakınız bu yıl ilk kez yapılan, demokratik katılımcılık hedefleyen, ileriye dönük umutları tazeleyen iki çalıştaydan nerelere geldik!
Özlemişiz yahu konuşmayı, tartışmayı, eleştirmeyi…
Gerçekleri bilmek, değerlendirmek ve duyurmak, insanları bilinçlendirerek doğru olana yönlendirmek için arada bir konu dışına çıkarsam affola.
Yaklaşık 20 yıldır geleceğini arayan, inançlara, etnik kimliklere saygılı bir toplumdan, geçmişi ile övünen, dinin politikaya alet edildiği, bazı kesimleri ötekileştiren bir topluma dönüştük.
Haydi Mersin: “Şeytanın bacağını kıralım!” artık…
Yeni “Aydınlanma Dönemi” hepimize kutlu olsun.
Selam olsun kentin yeni seçilen tüm yerel yöneticilerine…
Aklın yolu bir!
Çukurova Gazetesi - 24.07.2019, Çarşamba
_____________________________________
http://www.cukurovagazetesi.com/buyuksehir-belediyesi-kultur-sanat-turizm-spor-calistayi-77960.html
