28.07.2019 / İhsan Toksöz - Çalıştay Düşleri Kent Merkezi Nasıl Canlandırılır?


     Temmuz ayı içinde önce “Yenişehir Belediyesi”, sonra “Büyükşehir Belediyesi” 2020-2024 yıllarını kapsayacak kültür-sanat, turizm ve spor stratejik planlarını belirlemek için birer çalıştay gerçekleştirdi. İş insanları, akademisyenler, meslek odaları temsilcileri, sivil toplum örgütleri yöneticileri, kent ileri gelenleri, fahri konsoloslar, basın mensupları, kent konseyi üyeleri vd. ile belediyelerin ilgili departman yöneticileri bir araya gelerek kentin geleceğini tartıştılar, öneriler sunuldu ve dosyalanan projeler irdelenmek, değerlendirilmek üzere belediye ilgililerine teslim edildi. Mersin’de böyle çalıştaylar önceden hiç yapılmadığından umut yeşertici bir eylem olarak takdir topladı ve ileriye yönelik işbirliği fırsatları yaratacak bir atılım olarak değerlendirildi.


 

     Kültür-sanat, turizm ve spor faaliyetleri kent ölçeğinde, bölge-ülke çapında ve uluslararası etkinliklerle insanların bir araya gelmesine, ortak alanlarda buluşmalarına, birbirlerini tanımalarına ve kaynaşmalarına vesile olmaktadır. Bu bakımdan çalıştay konuları seçiminde Mersin’in çehresini değiştirecek ve şehrin yaşam kalitesini yükseltecek alanlarda yoğunlaşılmış olmaktadır. Bu çok isabetlidir, çünkü Mersin’in bu konuda insan ve mekan altyapısı vardır ve geliştirilmeye uygundur.


 

     Katılımcı sayısının oldukça yüksek olduğu her iki çalıştaydaki tartışmalar -en azından benim bulunduğum masada deneyimlediğim kadarıyla- daha önce defalarca yazılarımda belirttiğim ortak istek-önerilerle şekillendi. Her iki çalıştaya da katılan biri olarak bu konuları bir sonraki yazımda, çalıştayın kısa süresinde atladığım önerileri de ekleyerek kent belleğine girecek arşivsel yazılı tespitler olarak listelemeye çalışacağım. Yerel yönetimler için bir kültür-sanat yol haritası (manifesto) sunacağım.


 

     Listelemenin herhangi bir belediye hedef alınarak yapılmadığını “ortaya karışık” yapıldığını da belirtmek isterim. Tüm belediyeler için kentin ortak istekleri olarak ele alınmalı ve ilgili belediyeler tarafından değerlendirilmelidir.

Listeyi sizlerle bir sonraki yazımda paylaşacağım. Bekleyiniz.


 

     Bugün burada, yıllardır yapılan onca projeye rağmen bir türlü adım atılmayan “kent merkezinin nasıl canlandırılabileceğine ilişkin” bir düşler özeti sunmak istiyorum.


 

     Önce söz konusu kent merkezini tanımlayalım:


 

     * Opera Meydanı ve önündeki Atatürk Parkı,


 

     * Üzerine ölü toprağı serpilmiş Çamlıbel, arkasında Kiremithane Mahallesi (restore ediliyor), önünde balıkçı barınağı ve ötesinde yıkılan “Aqua Park” alanı,


 

     * Orduevi, arkasında Kışla (Tüh, Tüh! TOKİ’ye verilmiş! Umarım kentin nefesini kesecek 10-15 katlı apartmanlar duvarı dikmezler), palmiyeli Kışla Yolu, Müftü köprüsü, önünde yıkılan (!) ve “Millet Bahçesi” olacağı söylenen “Stad Alanı” ve onun önündeki “Deniz Feneri”…


 

     “Uray Caddesi” ile (hakkında çok yazdık-çizdik) beraber bu mıntıka, yapılan çok güzel ve değerli projelere rağmen maalesef değerlendirilemiyor.


 

     Çamlıbel “Ölü Kovboy Kasabaları” gibi geliyor bana. Hani bu filmlerin jeneriğinde bir rüzgar eser, tozu dumana katar, önüne gelen her şeyi, kuru dal parçalarını, bu arada bir konserve kutusunu da takır takır seslerle uçurur ya, yakında bu bölge de korkarım öyle olacak!


 

     Halen bölgede hava karardıktan sonra hiç yaşam yok! (Opera etkinlikleri dışında)


 

     Çamlıbel Nasıl Kent Yaşamına Eklemlenebilir?


 

     “Kiremithane Mahallesi” restore ediliyor. “Akdeniz Belediyesi”nin Çamlıbel’i tekrar yaşama döndürmek için projeler yaptığı duyumlarını alıyoruz. Ne yapılacağı konusunda hiçbir bilgimiz yok.


 

     Eski projelerin ve dost meclislerinde konuşulan-önerilen çözümlerin ışığında ben şunları düşleyebiliyorum:


 

     * Kent konseyi projelerinde Opera Meydanı’nın bir üstgeçit ile (Tünel yapılamaz dendi. Deniz suyu çıkıyor! - Ayrıca bu bölge Antik Zephyrium’un yerleşim alanı) güneydeki Atatürk parkı ile bütünleştiriliyor. Atatürk Parkı’nda sanat çalışmalarının yapılabileceği konstrüktif yapılar inşa ediliyor. Elişi ürünlerin satılabileceği tezgahlar, yiyecek-içecek büfeleri, tuvaletler yapılıyor. Çocukların eğlenebileceği, çalınan müziğin ritmine göre yükselip-alçalan, renkli ışıklarla hareket eden fıskiyeli bir alan yapılıyor. Ebeveynler yazın yanlarında yedek giysiler getirerek çocukları buraya salıveriyorlar. Oraya buraya koşuşturan çocuklar, ıslanıyorlar, serinliyorlar…Baloncular, uçurtmacılar, pamuk şekerciler, mısır satıcıları etrafta… Tam bir rekreasyon alanı.


 

     Hani hiç macuncu göremiyorum!


 

     * Hiç yer yokmuş gibi Atatürk Parkı’nın içine yerleştirilen Trafik binasının ötesindeki hiçbir işe yaramayan “Açıkhava Tiyatrosu” (!) yeni işlevsellikler verilerek bir etkinlik alanı olarak yeniden elden geçiriliyor.


 

     * Çamlıbel trafiğe kapatılıyor. (Nasıl yapılacağını şehir planlamacıları düşünsün!) Restorasyonu yapılan “Kiremithane Mahallesi” ile ışıklı-çiçekli ara yollarla bağlantı kuruluyor.


 

     * Öndeki balıkçı barınağı yeniden düzenleniyor.


 

     * Çamlıbel’de bir “Opera Kafe” yapılıyor.


 

     * “Marina AVM” tekrar canlanıyor (altında otopark var).


 

     * Geniş kaldırımlara taşan albenili tenteler altına ferforje sandalye-masaların yerleştirildiği, rengarenk çiçekli saksılarla sınırları belirlenen Paris tarzı restoran-bistro-kafeler ışıl ışıl…


 

     * Hediyelik eşya satış dükkanları, Elişlerinin satıldığı (yerleri planlanmış) tezgahlar, kitapçılar, resim-heykel galerileri gece saat 23.00’e kadar açık.


 

     * Hiçbir yerde bangır bangır arabesk müzik yok!


 

     * Caddenin ortasındaki eski “Aşıklar Parkı” yerine yapılacak bir meydanda -kesinlikle amfi kullanılmayacak- sokak çalgıcıları müzik yapıyorlar. Belediye bandosu-orkestrası konserler veriyor.


 

     * Bu bölge kesinlikle Pozcu, Kushimoto sokağı gibi olmamalı! Orası kayıp bir bölge kent içinde.


 

     * Belirli günlerde küçük meydanda ücretsiz kuklacılar, Karagöz-Hacivat, çocuk temsilleri, küçük müzik etkinlikleri-pantomim gösterileri düzenleniyor. (saat 17.00-21.00 arası - kesinlikle yöre sakinlerini rahatsız edecek gürültü kirliliğine neden olmadan)


 

     * Balıkçı barınağının ilerisindeki yıktırılan “Aqua Park” alanı Sayın Vahap Seçer’in önerdiği-planladığı gibi bir halk plajına döndürülüyor.


 

     * Orduevi kaldırılarak halk plajı genişletiliyor.


 

     * Kışla arazisi (TOKİ’ye verilmiş!) en azından, yapılacağı söylenen “Millet Parkı” ile birleştiriliyor (Bundan vazgeçilmeyeceği varsayımıyla öneriyorum.)


 

     * Müftü Köprüsü estetik bir görünüşle yenilenmiş. Stad alanı Millet Bahçesi.


 

     * Deniz Feneri küçük bir tematik müze oluyor. Çevresinde güzel bir konstrüktif çay bahçesi yapılandırılmış (Nargile yok!). Dolunay var denizin üzerinde… Yakamozlar pırıl pırıl…


 

     Beş yılda neler neler yapılır! Yapılamayanlar sonraki döneme kalır. 10 yılda hepsi de yapılır.


 

     Düşlemek ve teşebbüs etmek yarı yarıya başarmaktır. Arkası gelir.


 

     Bunları gerçekleştirmek için çooook büyük bütçeler de gerekmez. Abur cubur işlere (yapıldıktan sonra hiçbir iz bırakmayan, kentliye katkısı olmayan, sonradan hatırlanmayacak işlere) harcanan paralardan tasarruf edilsin yeter!


 

     “Tevfik Sırrı Gür Lisesi”ne bitişik yeraltı otoparkının üzerine yapılacak 3 katlı otoparkı da bir an önce yapıverin artık yahu! Arabalarımızı nereye park edeceğiz?


 

     Ama sakın “Çankaya llkokulu”na dokunmayın. Orası butik bir müze olsun. Ne bileyim, bir “Sivil Toplum Kuruluşu”na verilsin. “Belediye Müzik Konservatuvarı” olsun, “Güzel Sanatlar Akademisi” olsun! Kıymayın bu güzelim binaya.



     Çukurova Gazetesi - 28.07.2019, Pazar


     _________________________________

 

 

     http://www.cukurovagazetesi.com/calistay-dusleri-kent-merkezi-nasil-canlandirilir-78165.html




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5767803
Online Ziyaretçi Sayısı:14
Bugünlük Ziyaret :411

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.