04.09.2019 / İhsan Toksöz - Lümpen


     Önceki bir yazımda “Elit” kelimesinin olumsuzlamayla kullanımı hakkında bir yazı yazmış ve kendimce bu kelimenin ne anlama geldiğini, nasıl kullanılması gerektiğini okurlarımla paylaşmıştım. Bu kez ise özde olumsuz anlamlı bir kelimenin günlük yaşamda nasıl kullanıldığına değinerek irdelemek istiyorum.


 

     “Lümpen” (Almanca: Lumpen) “Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü”nde “sınıfsız, ayaktakımı” olarak karşılığı verilen bir kelimedir.


 

     Herhangi bir söylemde oldukça vurgulu bir olumsuzlama ile kullanılan bu kelimenin doğru yerde, doğru şekilde kullanımı yanlış anlaşılmaları önleyecektir.


 

     Sözlükte “Sınıfsız” kelimesinin içerdiği anlamlara baktığımızda ise şu açıklamaları görüyoruz:


 

     * sıfat. Sınıfı olmayan.


 

     * sıfat. Marksçılık akımına göre toplumsal sınıf bilinci olmayan, lümpen.


 

     * sıfat. Toplum içinde belli bir sınıfa girmeyen, lümpen.


 

     “Ayaktakımı” ise şöyle açıklanıyor:


 

     İsim. Görgüsüzlükleri veya bilgisizlikleri dolayısıyla toplum içinde aşağı durumda olan kişiler, lümpen, parya.


 

     Lumpen kelimesi Almancada paçavra anlamındadır. Marx’ın 1846’da Engels’le kaleme aldığı “Alman İdeolojisi” adlı eserde ilk olarak kullandığı “Lumpen proleterya” terimi ise paçavralar içinde yaşayan yoksul, sefil işçi kesimini anlatır. Proleter’in anlamı işçi, emekçi demektir. Ancak sosyolojide genel olarak bilinçli-emekçi sınıfını tanımlamak için kullanılır.


 

     Türkçe’de kelime o denli derinliğine anlamlarla ilişkilendirilmiştir ki, bir olumsuzlama cümlesinde en fazla kullanılan bir sıfat olarak güncel yaşamımıza girmiştir. Lümpen kişiler kıro, maganda, avam, seviyesiz gibi “eşanlamlı!” kelimelerle özdeşleştirilirler. Kelime genellikle eğitimsiz, sosyal bilinç yoksunu, sadece kendini düşünen, çıkarı için her türlü provokasyona açık, bilgisiz, kültürsüz, görgüsüz ve üstüne vazife olmayan işlere soyunan, içinde bulundukları kültüre yabancı, kişiliksiz kişi ve sınıfların tanımlamasında kullanılır.


 

     Bu gibi kişiler herhangi bir şekilde maddi olanaklara sahip olunca da içinde bulundukları sınıfın mensuplarından kendilerini ayırabilmek için eksikliklerini sahip oldukları zenginlikle, “sözde eğitimli ve bilgili tutumlarıyla” kapatmak gayretinde olurlar. Yani yukarıdaki tanımlamalara bir de “sonradan görme” terimi eklenebilir. Bu bir “üstünlük” tavrı ya da bir üst sınıfta bulunanlar ile “eşitlik” arayışıdır. Ancak kişiliklerini sokak dilini kullanmaları ve arabesk söylemleri ile kısa sürede belli ederek kendilerini ele verirler.


 

     Alev Alatlı lümpeni “Paçoz”, lümpenleşmeyi “Paçozlaşma” olarak tanımlamıştır. Ona göre Paçoz; çıkarları için her yolu mübah sayan, küstah, beş para etmez, sokak kurnazı, zevzek, müptezel (saygın olmayan, basit, değersiz), basmakalıp, palavracı, rüküş, hoyrat, içtensiz, pespaye, nekes (eli sıkı, cimri, varyemez), terbiyesiz, aşağılık, ahlaksız, kalleş kişilikleri tanımlar. Anadolu kültüründe lümpen kişiliklileri tanımlayan çok zengin tanımlamalar vardır. Bunları Vahdettin Gayret’in internetteki yazısından alıntılayalım:


 

     “Langır lungur adam * Her tarafı oynuyor * Bir dediği diğerini tutmuyor * İpiyle kuyuya inilmez * Bir saati bir saatine uymuyor * Yallah yullah adam * Anında satar * Sözüne güvenilmez * İpsiz sapsız * Dün öyle, bugün böyle diyen * Yapamayacağı yoktur * Rüzgar gülü gibi * İlkesiz, anasını bile satar * Eşeği at diye yutturur * Durmaksızın yemin eder * Her telden çalar * Dansöz gibi (Bu söylem dansözlere saygısızlıktır) * Yanı yönü yoktur * Fırıldak * Dan dun adam * Sağı solu belli olmaz, * Zart zurt adam * Bi dediği bi dediğini tutmaz * Durmaksızın üfüren * Sap yer saman sıçar * Karaktersiz * Laubalinin teki * Laçka * G..ü  başı oynuyor * Üfürüyor…”


 

     Bunları neden yazdım? Ben işin linguistik ve akademik-sosyolojik tarafı ile ilgili yazmak durumunda değilim. Günümüzde Lümpenlik herhangi bir sınıfa atfedilemez. Yani işçi sınıfıyla bir bağlantısı yoktur. Ama Lümpenler “sınıfsız” değillerdir. Başlı başına bir sınıftırlar. Mesleki konularında eğitimli-yetkin kişiler olup da lümpen kültürü üzerlerinden atamayan birçok insan vardır ve maalesef sayıları gittikçe artmaktadır. Bir birey olarak ülkemizde bilinçli olarak “Lümpen Toplumu” yaratma gayretleri olduğunu gözlemliyor ve bunun ülkemizde nelere mal olacağını düşünüyor, örneklerini izliyor ve üzülüyorum.


 

     Lümpen kelimesi en masum kullanış şekli ile kişilerin yetiştirilme tarzları ve sosyal çevrenin olumsuz etkileri ile çıkacak karakterlerini tanımlamak için kullanılıyor. Bu doğru bir kullanımdır. Bunun yegane çözüm yolu çocukluktan başlayan çağdaş bir eğitimdir. Nitelikli ve çağdaş eğitim her şeyin başında gelmektedir.


 

     Ancak bugün bağnazlıkla örgülü, laikliği dışlayan, kadını toplumda ikinci sınıf sayan ve sürekli baskılayan, kadın cinayetlerine duyarsız kalan, cinsel tacizlere, ırza geçmelere ve çocuk evliliklerine cevaz veren, dini bilimin önüne koyan bir eğitim anlayışı ile toplumun -en hafif deyişle- “lümpenleşmesinin” önü açılmakta, ülkemizde sayısı gittikçe artan lümpenler eğitim kadrolarında, sendikalarda, meslek örgütlerinde, belediyelerde, siyasal örgütlenmelerde, parlamentoda, muhtelif derneklerde, olmayacak kadrolarda, karar verici olarak en üst seviyelerde görev almakta, örgütlenmelerinin önü açılmakta ve Türkiye’yi çağımızdan koparıp birkaç yüzyıl geriye götürmenin yapı taşları döşenmektedir. Laiklik, çevre korunması, insan ve canlı hakları hiçe sayılmakta, adalet ve hukuk sisteminde boşluklar oluşmakta-oluşturulmakta, keyfi uygulamalar görülmektedir.


 

     Eğitimde ve yaşamın her alanında “sanat-edebiyat-müzik” geri plana itilmekte, destekler kesilmekte, kösteklenmekte ve “toplumun yaşam damarlarından biri” kesilmeye çalışılmaktadır.


 

     Şimdi ben burada bir kelimenin olası anlamlarını açıkladım. Günlük yaşamda kullanılmasının ne derece hassas olduğunu ortaya koydum. Aman ola bu kelimeyi kullanırken hangi anlamında kullandığınıza dikkat ediniz! Kimse üzerine alınmazsa mesele yok! Ama hangi meslekten, kurumdan, kuruluştan kimi kastettiğinizi ortaya koyarsanız alınganlıklar ve hatta yazılı-sözel saldırılar (bu da lümpenliğin bir savunma refleksidir) olabilir.


 

     Uyarmadı demeyin. Benden söylemesi.


 

     Çukurova Gazetesi - 04.09.2019, Çarşamba

     _____________________________________



     http://www.cukurovagazetesi.com/lumpen-80240.html




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5768700
Online Ziyaretçi Sayısı:16
Bugünlük Ziyaret :723

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.