01.07.2006 / Tuğrul Göğüş - Bir Mektup


     Tebrikler Tuncay Yılmaz!


 

     Genç keman sanatçımız Tuncay Yılmaz, Wolfgang Amadeus Mozart’ın “Büyük Sol’den KV. 216” sırasayılı “3 Numaralı Keman Konçertosu”nu Alexander Rudin yönetimindeki “Moscow Musica Viva Chamber Orchestra”sı eşliğinde kaydettiği bir CD’de seslendirdi.


 

     “DMC” (Doğan Music Company) tarafından yayınlanan CD’nin göze çarpan en büyük özelliği Mozart’ın 250. doğum yılı olan 2006’ya rastlaması ve aynı zamanda yapılan kaydın tamamen canlı olması…


 

     Çalışkanlığı ve üretkenliği ile dikkatleri çeken Yılmaz gerek ülkemizde ve gerekse yurt dışında arka arkaya verdiği dinletiler ile Türkiye’nin haklı gururu olmakta, yaptığı ve bizzat düzenlenmesinde büyük emekler verdiği “Alaçatı Keman Okulu” ile bilgi birikimini yeni kuşak kemancılarımıza aktarmaktadır. Geleneksel hale gelecek olan “Alaçatı Keman Okulu” ise yaz müzik okullarına tamamen farklı bir bakışı beraberinde getirdiği için yenilikçi bir tavır sergilemekte olup örnek alınması gereken bir çabadır. Tüm bunların dışında Tuncay Yılmaz mücadeleci, ancak zarif kişiliği ile kendisini izleyen yeni değerlere ışık tutmaktadır.


 

     Yukarıda bahsi geçen CD ise Tuncay Yılmaz’ın en yeni ürünü olarak karşımıza çıkıyor, dünyaya bir Türk sanatçının doldurduğu CD ile “Mozart Yılı”na katkıda bulunabileceğini ispatlayan Yılmaz’ı bu nedenle ayrıca kutlamak gerekir. Dünya kültür yaşamından çok uzaklara savrulmuş ülkemizin uygarlık çizgisinden kopmak istemediğinin canlı bir kanıtı olarak bu kayıt karşımızda duruyor ve biz gerçek Atatürkçüler için büyük bir motivasyon kaynağı oluşturuyor.


 

     Gerçekten de son yıllarda olup bitenlere baktığımızda yetmiş milyonu çoktan aşmış toplumumuzda sanatçılarımızın nerede durduğuna eleştirel bir gözle bakmakta yarar bulunuyor. Ülkemizde artık dünya standartlarına ulaşabilecek seslendirme sanatçılarının mevcut okullar vasıtasıyla yetiştirilebileceği büyük bir tartışma konusudur, ayrıca bu ülkede yeterli sayıda besteci bulunmamakta, mevcut konservatuvar eğitim sistemiyle de artık yetişebilmesi tesadüflere bağlı görünmektedir. İşte bu karanlık tablo içerisinde ancak kendini yetiştirebilen ve bozkırda bir filiz gibi yeşerenlerle yetinmek durumunda kalmaktayız.


 

     Tuncay Yılmaz “İzmir” ve “Ankara Konservatuvarları”nda Candan Nicolai ve Engin Eralp tarafından yetiştirildi ve daha sonra Avrupa’da uzun bir dönem Joshua Epstein ile çalıştı; geldiği nokta ile yetinmeyip binbir fedakarlıkla yurt dışında eğitimine devam ederek kendisine seçkin bir yer edindi. Yılmaz, uluslararası planda solist sanatçı olarak aktivitelerini sürdüren ender isimlerimizden olması nedeniyle de ayrı bir önem taşımaktadır. Artık sanatçı yetiştirmek ve yeni sanat kurumları açmak gibi bir devlet politikasının olmadığı, mevcut kurumların iyileştirilmesi ve reorganizasyonuna gidilmesinin mümkün görülmediği günümüz ortamında kendi kendisini aşmaya kararlı insanların hala var olabilmesi gelecek ile ilgili kaygılarımızı bir nebze olsun gidermektedir. Bizlere umut aşıladığı ve üretmeye devam ettiği için Tuncay Yılmaz’a ne kadar teşekkür etsek azdır. O ve O’nun gibilerinin yaktığı uygarlık ateşi söndürülmemelidir.


 

     CD’de yer alan orkestra “Moscow Musica Viva Chamber Orchestra” ise çok değerli bir sanatçının yönetiminde Tuncay Yılmaz’a eşlik etmiştir. Piyanist, viyolonsel sanatçısı ve yönetken olarak bir deha kabul edilen Alexander Rudin’in Tuncay Yılmaz’ls oluşturdukları dengeli yaklaşım, titiz cümleleme ve partiturdaki tüm unsurların dikkatle irdelenmesi yönetken ile solist arasındaki derin kontaktı hemen belli etmektedir. Orkestranın balansa son derece dikkat eden ve keman özgürlük veren tutumu kayıt yapılan orkestranın da sanatçıyla büyük bir uyum içinde olduğunu ortaya koymaktadır. Bu arada Tuncay Yılmaz’ın performansı CD’yi dinlerken kulaklarımızı hemen kemana çevirmemize yol açmakta olup, sanatçının Mozart yorumunda kendi kişisel üslubunu kesin bir kararlılıkla sergilemesi alışageldiğimiz Mozart çalışlarından farklı bir derinliğe bizi alıp götürmektedir. Bu kişisel çizgiyi kararlılıkla ortaya koyabilmek ise her çalıcıya nasip olmayan bir özgüvenin müzik yoluyla ortaya konulması anlamına gelmektedir.


 

     Biz sanatseverlere ve sanat uygulayıcılarına düşen en önemli görev bu CD’yi alarak kitaplığımızın en değerli köşesine yerleştirmek, defalarca dinleyerek Tuncay Yılmaz’ı takdir duyguları ile alkışlamaktır. “DMC” tarafından yayınlanan bu CD’nin benzerlerinin kamuoyuna sunulması da bizlerin naçizane bir talebi olup gerek “DMC”nin ve gerekse diğer şirketlerin Türk seslendiricilere, yönetkenlere ve Türk orkestralarına CD doldurtması Türk müzik sanatına yapılabilecek en büyük iyilik olacaktır.


 

     Bizlere iyi örnek olduğun ve ürün verdiğin için ellerine sağlık Tuncay Yılmaz! Ülkemizin daha senin gibi onlarca, yüzlerce, binlerce Tuncay Yılmaz’a gereksinimi var… Sağol, varol…

     _______________________________



     Aylık olarak yayınlanan “Orkestra Aylık Müzik Dergisi”nin 45. Yıl, 374-375. sayı ile Temmuz-Ağustos 2006 tarihinde basılan nüshasının 20-23. sayfalarından alınmıştır.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5771586
Online Ziyaretçi Sayısı:45
Bugünlük Ziyaret :1066

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.