26.11.2019 / Ayşegül Yüksel - Mutsuz ‘Nina’nın Öyküsü


     “Ankara Tatbikat Sahnesi”, yeni tiyatro dönemindeki ilk yeni yapımı olarak Romen asıllı -Fransa’ya yerleşmiş olan- yazar Matéi Visniéc’in, Çehov’un “Martı”sından yola çıkarak yazdığı “Nina”yı sunuyor. Burak Üzen’in Türkçesiyle sunulan oyunu Erdal Beşikçioğlu yönetiyor. Dekor ve giysi tasarımı Barış Dinçel, ışık tasarımı Mahir Köksal imzasını taşıyor.


 

     Oyunda Çehov’un “Martı” oyununun üç başkişisi yer alıyor. Özgün oyunda, Nina adlı oyuncu olma heveslisi genç kız, komşu çiftlikte tanıştığı, Arkadina’nın sevgilisi ünlü yazar Trigorin’e aşık olup onunla birlikte Moskova’ya kaçar. Arkadina’nın oğlu genç yazar Kostya, Nina’ya çılgınca aşıktır. Zaman içinde, Trigorin tarafından terk edilen ve varlığını sıradan bir oyuncu olarak sürdüren mutsuz Nina’nın ünlü yazarı sevmekten vazgeçmeyişi ve yazarlığının düzeyini yükseltemeyişi, Kostya’nın kendisini öldürmesiyle sonuçlanır.


 

     Romen asıllı yazar Matéi Visniéc’in, Çehov’un “Martı”sından yola çıkarak yazdığı “Nina” adlı oyunun yönetmenliğini Erdal Beşikçioğlu üstleniyor.


 

     “Martı”nın karakterleri “Ekim Devrimi”ne taşınmış


 

     Visniéc bu üçlünün -19. yüzyılın son dönemlerinde geçen- öyküsünü yıllar sonrasına, savaş fırtınalarının koptuğu ve Rusya’da “Ekim Devrimi”nin yol aldığı aşamaya taşımış ve karakterlerin bir önceki yüzyılın tekdüze dinginliğinde oluşmuş kederli psikolojisini, şiddetin ve hızlı değişimin kol gezdiği bir dünya ile karşı karşıya getirmiş.


 

     Visniéc’in metninde Kostya ölmemiş ve dolayısıyla da Nina’yı unutamamıştır. “Martı” oyunundaki çiftlik evinde yalnız yaşamakta ve yazmaktadır. Yazdığı kağıtları buruşturup yere atma alışkanlığı sürmektedir. (Barış Dinçel’in dekor tasarımının odağında tüm sahneyi kaplayan buruşturulmuş kağıt parçaları vardır.)


 

     Mahir Köksal’ın ışık düzeninin loş bir atmosfere büründürdüğü sahnede yazı masasının başında oturan Kostya önce tek başınadır. Sonra Nina gelir. Bundan böyle Kostya ile yaşamak istemektedir. Trigorin de bir süre sonra onlara katılır. Aralarındaki hesaplaşma, yer yer Çehov’un diyaloglarına dönüş yapsa da, sahnede izlenen artık Visniéc’in kurgusudur. Yazar olarak ününü “Çarlık Rusyası”nda kazanmış olan -daha ileri yaştaki- Trigorin devrime karşıdır. Ya Kostya ve Nina? Onlar için değişime ayak uydurup yeni bir yaşamı kucaklama umudu var mıdır?


 

     Beşikçioğlu’nun sahne yorumu


 

     Yönetmen Erdal Beşikçioğlu, sahne olayını, Kostya’nın kafasından geçenlerin yansıması olarak tasarlamış. Dolayısıyla, Nina ve Trigorin arasındaki diyaloglar sahnede yer almıyor. Savaşa ilişkin kimi sahneler de kesilerek oyun iyice kısaltılmış. Çok da iyi olmuş. Böylece bir solukta oynanıp noktalanıyor öykü.


 

     Beşikçioğlu; Kostya, Nina ve Trigorin’i görüntüde biraz daha yaşlı göstermekle birlikte, söylem ve davranış biçimi açısından olduğu kadar, giysileriyle de Çehov’un oyunundaki özellikleriyle yansıtmayı seçmiş. Nina (Elvin Beşikçioğlu) şiirsel, Kostya (Ünsal Coşar) sinirli ve huzursuz, Trigorin (Erdal Beşikçioğlu) dingin kişilikler sergileyerek, Çehov’un ve Visniéc’in metinlerini iç içe yorumluyorlar. Kıvrak bir oyunculuk gösterisi izliyoruz.


 

     “Nina”, Çehov’un “Martı” oyununu bilenlerin de bilmeyenlerin de ilgiyle izleyecekleri bir çalışma…



     Cumhuriyet Gazetesi - 26.11.2019, Salı




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5791318
Online Ziyaretçi Sayısı:15
Bugünlük Ziyaret :1156

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.