15.04.2018 / Tan Sağtürk - Cesur Yürek

Balerin Dans Tiyatrosu


     “White Nights” filminden Baryshnikov’un Vladimir Visotski’nin müziği üzerine dans ettiği sahneyi bu filmi seyreden herkes hatırlar.


 

     Sevdiği kadını mesleği için bırakmak zorunda kalışını, ülkesinden iltica edeceğini bir dansla bu kadar etkin anlatabilme gücü seyircinin hafızasına yerleşir.


 

     Yine Natalie Portman’ın başrolünde oynadığı “Black Swan” filminde, ana karakterin yaşadığı yoğun duygularla vücudundan derilerin sıyrıldığı sahneyi kim unutabilir?


 

     Biraz daha eskilere gidelim... Hepimizi televizyon başına toplayan, Amerikan yapımı “Fame” dizisini hatırlar mısınız? O dizideki müthiş dans ve müzik performanslarının yanı sıra bir sanat akademisindeki ilişkiler replik replik hafızalarımıza yer etmemiş midir?


 

     Dün “Moda Sahnesi”nde üzerimde bu büyük filmlerin bıraktığı etkiyi hissettiren bir eser seyrettim. Hem de sadece bir kişinin sahnede olduğu...


 

     Eseri kısaca anlatacağım. Ama önce üzerimde bıraktığı etkiyi paylaşmam gerek.


 

     Ortaya koyulan eser, eğer sizi bir yerden başka yere alıp götürüyorsa, negatif eleştiri duygularınızı bir kafese kapatıp sadece alkışlama isteği uyandırıyorsa, en önemlisi zaman kavramını sizden alıp eser sonunda size tekrar veriyorsa o eser bana göre mükemmeldir. Çünkü mükemmel olmanın başka bir tarifi yok.


 

     Belki Franz Kafka’nın söylediği gibi “abartıyorum, çünkü anlaşılmak istiyorum.” Bende ertesi güne bıraktığı izleriyle tekrar gidip oyunu seyretme arzusu uyandıran bir sanat işini varsın kendimce biraz abartayım…


 

     Tüm Balerinlerin İnsanüstü Çabasının Karşılığı Elbette Alınacaktır


 

     İlke Kodal…


 

     “Devlet Opera ve Balemiz”in Baş Dansçısı.


 

     Sahnelerde binlerce seyirciyle buluşan önemli bir tecrübe.


 

     Bütün bu güzellikleri yaşarken, kolları iki yanda açık, alkışları haklı gururla kabul ederken diğer yanda verdiği cesurca mücadeleler…


 

     Mesela mesleğin doğasından kaynaklı her gün tekrar tekrar verilen fiziksel mücadele...


 

     Mesela Orta Doğu’da klasik sanatların algısını geliştirmek için üstlendiği mücadele...


 

     Mesela bir kadın olarak sahnede var olma mücadelesi...


 

     İşte İlke Kodal, verdiği mücadelesinin ve temsil ettiği tüm değerlerin karşılığını alan bir sanatçı. Öyle ki bu mücadele O’na, bale ve tiyatro gibi iki yüksek sanatın birleştiği bir eser olan “Balerin”de rol alma ve sanatını başarıyla icra etme olanağı sunmuş.


 

     İlke Kodal “Balerin” ile sahnede tek başına bir saate yakın seyirciyle buluşuyor. Bu eser teknik mükemmelliği, masumiyeti ve saflığı ile idealize edilen balerinin gerçekliğinin sorgulandığı, iç dünyasındaki açılmamış kapılarının aralandığı, sahne üzerinde şimdiye kadar görmediğimiz halleriyle yüzleşerek “insanlaştığı” bir dans tiyatrosu.


 

     “Balerin”in proje danışmanlığını Kemal Aydoğan yaptı. Bedirhan Dehmen’in yönetip koreografisini yaptığı eserde, İlke Kodal balerin rolüyle sahne alıyor. Sahne tasarımı Bengi Günay’a, ışık tasarımı İrfan Varlı’ya, müzik ve ses tasarımı Utku Şilliler’e, görseller ise Murat Dürüm’e ait.


 

     Bu esere katkı sağlayan herkesi kutluyorum.



     Hürriyet Gazetesi - 15.04.2018, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5798692
Online Ziyaretçi Sayısı:22
Bugünlük Ziyaret :1269

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.