30.08.2019 / Acar, Özgen - Zefirion... Halikarnassos... Petrium... Bodrum... (Bedroom!) (5)


     Bodrum’u dünyaya ve Türkiye’ye “müzik” ile tanıtanları anımsayalım!


 

     Vaşington nire, Bodrum nire? Ahmet Ertegün kimdir?


 

     İstanbul’da 1923’te doğan, “Milli Mücadele”ye büyük katkı sunan “Özbekler Tekkesi”nden bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmişti. Dedesi Sadık Efendi, 18. yüzyılda Özbekistan Buhara’dan gelenlerin Üsküdar’da kurdukları “Özbekler Tekkesi”nin başına geçmişti.


 

     Babası Mehmet Münir Ertegün 1883’te doğmuş, 1920’de İstanbul-Ankara hükümetleri arasındaki ayrılıkta, Mustafa Kemal Paşa’nın danışmanı olmuştu.


 

     “Lozan Konferansı”nda İsmet Paşa’nın çevirmeni olmuş, sonra da Bern, Paris ve Londra, 1934’te ünlendiği “Vaşington Büyükelçiliği”ne atanmıştı.


 

     Öldüğünde, “ABD Hükümeti” cenazesini “tarihte ilk ve son kez”, ünlü “Missouri Zırhlı Gemisi”yle İstanbul’a gönderdiğinde, “Türk PTT”si de özel anı pulu çıkarmıştı…


 

     Ahmet, Münir Ertegün ve Hayrünnisa Rüstem’in ikinci oğludur. “ABD”ye 4 yaşında gelince, annesi Hayrunnisa Hanım, Cootie Williams’ın “Vest and Blues” albümü ile birlikte kayıt yapabilen bir plak makinesini de hediye etmişti.


 

     Ahmet, bir yandan çalarken, kendi yazdığı sözleri mikrofona okuyor, bunları kaydediyor, ağabeyi Nasuhi ile birlikte odalarında sevdikleri müzikleri de dinliyorlardı.


 

     Ahmet, “16 yaşındayken pop müzik uzmanı gibi bilgim, 18 yaşımda ise 50 bin plağım vardı!” demişti. Ağabeyi ile birlikte, ünlü cazcılar Duke Ellington, Lena Horne, Jelly Roll Morton gibi sanatçılarla arkadaşlık kurmuştu.


 

     Felsefe eğitimi gören Ahmet, 1945’te babasının ölümü sonrasında ağabeyi ile Amerika’da kaldı. 1947’te aile dostları bir Türk diş hekiminden 10 bin dolar borç alarak “Atlantic Records” adlı plak şirketini kurdular. Özellikle, ırk ayrımını düşünmeden, dönemin en önemli zenci caz müzisyenleri ile anlaşmalar imzaladılar.


 

     İlk albümünü, 1947’de çıkardı. 1959’da Arif Mardin de aralarına katıldı. Mardin, 40 altın ve platin plak ödülü ile 12 “Grammy Ödülü” kazanmıştı.


 

     Ray Charles, Aretha Franklin, Ella Fitzgerald, Miles Davis gibi ünlülere kasetler yapan Ertegün, Frank Zappa, Stevie Wonder, Rolling Stones, Bee Gees, Led Zeppelin, Genesis, Emerson Lake and Palmer, Bette Midler gibi müzisyenleri ünlendirdiler...


 

     * * *


 

     Bir keresinde Bodrum’da Ahmet Ertegün’e “ünlü bir Türk kadın şarkıcısına ABD’de neden plak yaptırmadığını” sormuştum. Yanıtı “ABD’nin her eyaletinde onun gibi en az 50 şarkıcı var... Değişik bir ses olmalı...” demişti.


 

     Arif Mardin ise Bodrum’da bir barda şarkı söyleyen Hint kökenli, 20 yaşındaki Geethali Norah Jones Shankar’ı keşfetmekle kalmamış, 20 milyon satan plakla yedi “Grammy Ödülü” de kazandırmıştı.


 

     * * *


 

     Ahmet, çeşitli ödüllerinin yanı sıra “ABD Kongre Kütüphanesi”nce, “Yaşayan Efsane” unvanıyla onurlandırılmıştı. 2006’da New York’ta “Rolling Stones” konseri sırasında düşüp başını vurunca, 14 Aralık’ta yaşamını yitirmişti. Cenazesi Türkiye’ye getirilerek, “Özbekler Tekkesi”ne defnedilmişti.


 

     * * *


 

     Eşi Mica ile yaz tatillerinde Bodrum’daki mimari ödüllü evlerinde Henri Kissinger, Mike Jagger gibi ünlüleri ağırlamışlardı. Bodrum’un hoşgörülü dünyasına getirdikleri arasında, “dünyaca ünlü erkek-kadın eşcinseller de” vardı...


 

     * * *


 

     1967’de Zeki Müren’in Bodrum’a yerleşmesi Türkiye’nin dikkatini de Bodrum’a çevirdi. Ölümünden sonra Bodrum’daki evi müze yapıldı. Hep “Bardakçı, Salmakis koyunda” yüzmeye gitmesi ilginçti...


 

     * * *


 

     Mitolojide Salmakis, su perisi idi. Bakire kalmaya ant içmişti! Bir gün yakışıklı bir delikanlı gördü. Tanrıların ulağı Hermes ile güzellik ve aşk Tanrıçası Afrodit’ten doğan bu yakışıklı delikanlının adı Hermafrodit idi.


 

     Salmakis, delikanlıya aşık oldu. Sevişmek isteyince, delikanlı “hayır” dedi! Uzaklaşan genç, çevrede kimsenin olmadığı sanısıyla, suya çırılçıplak girdi. Salmakis, delikanlıyı gözetliyordu. Ardından o da çırılçıplak suya daldı, delikanlıyı kavrayıp dudaklarıyla kenetledi...


 

     Tanrılar, delikanlının “yardım isteğini” duymamışlardı, ancak Salmakis’in dalmadan önceki “ikimizi birbirimize kavuşturun” yalvarışını işitmişlerdi. Tanrılar, delikanlı ile kızın vücudunu tek gövdede birleştirdiler! O anda, O tek gövdede, “hem erkek, hem dişi” oluverdi! Ardından gövde, “Salmakis” adlı pınara dönüştü? Nerede mi? Bodrum’daki “Bardakçı” koyunda!


 

     Müren sayesinde koyun adını öğrenenler, “Paşa, burada denize girermiş...” diyerek “Bardakçı Koyu”na gitmeye başlamışlardı. Türkiye’deki eşcinseller de, Bodrum’un özgürlük kenti olduğunu öğrenmişlerdi!


 

     * * *


 

     Bir zamanlar Mazhar Fuat Özkan’ın şu şarkısı da dikkatleri Bodrum’a çekiyordu: “Nasıl anlatsam, nerden başlasam... / Bodrum Bodrum, Bodrum Bodrum / Duygu, biraz duygu / Bütün isteğim buydu / Biraz deniz, biraz uyku / Bütün isteğim buydu / Bodrum Bodrum, Bodrum Bodrum…”



     Cumhuriyet Gazetesi - 30.08.2019, Cuma




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5789856
Online Ziyaretçi Sayısı:20
Bugünlük Ziyaret :910

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.