22.01.2015 / Eyüp Selahattin Karakaş: Ben de Özür İstiyorum


     “Dersimli” bir profesörün mektubu…


 

     Sayın Başbakanımız devletin “Dersim”de yaptıklarından dolayı özür diledi.


 

     Annem Tunceli’nin “Çemişgezek”, babam “Hozat” ilçesinde doğmuş, büyümüş.


 

     Ben de “Çemişgezek” doğumluyum. Yani ben “Dersim”liyim.


 

     Sayın Başbakanımızın devlet adına özür dilemesi elbette beni de ilgilendirir ama benden başkalarının da özür dilemesi gerekir.


 

     Kimler mi özür dilemelidir?


 

     Elbette Seyit Rıza ve O’nun gibi şakilere sahip çıkanlar ve onlar adına konuşanlar!


 

     Ben “Dersim” olaylarını babaannem, babam ve annemden dinleyerek büyüdüm.


 

     Devlete isyan eden asiler sadece askerleri katletmekle kalmamış, oranın sivil halkını da öldürmüşler ve zulmetmişlerdir. Babaannemin nahiye müdürü olan Salih isimli kardeşinin oğlu Efendi’yi asiler kaçırmış ve daha sonra “Gel çocuğunu geri vereceğiz” diye köylerine çağırmış ve yolda pusu kurarak öldürmüşlerdir. Bu ölüm “Hozat”ta büyük üzüntüye sebep olmuş ve aşağıdaki ağıt-türkü yakılmıştır. Bu türkü halen söylenmektedir:


 

     “Hozat’ta gezerdim bir fidan boylu

     Görenler derdi kim bu aslan soylu

     Sorana deyin ki Hamil’in oğlu


 

     Varsın Hozat yansın ver veran olsun

     Hozat’ın gençleri intikam alsın


 

     Hozat’ın içinde okunur ezan

     Ne kara yazmış ah alnını yazan

     Hep Seyit Rıza’dır kavlini bozan


 

     Yolumu kesenler yolundan kalsın

     Büyüsün Efendi’m intikam alsın.”


 

     Diğer kardeşini de benzer şekilde öldürmüşler.


 

     O’nun için de bir türkü söylenmiştir. O türkünün de sözleri söyledir:


 

     “Atımı bağladım nar ağacına

     Perçemim dolandı gül ağacına

     Gidin söyleyin benim bacıma

     Nasıl dayanacak benim acıma.”


 

     Türküde geçen bacı, benim babaannemdir.


 

     Rahmetli babaannem bu olanları anlatır, türküleri söyler ağlardı.


 

     Eşkıya işi o kadar azıtmıştır ki birkaç kere “Çemişgezek”i basmış, karşı koymaya çalışanları öldürmüş ve kasabayı yağmalamıştır. Annem o günleri hatırlıyor. Kadınlar bir camiye toplanır eşkiya onlara bir kötülük yapmasın diye dua eder tespih çekerlermiş. Daha üç gün önce, o günlerde küçük bir kızın yanında öldürülen yüzbaşıyı, balta ile parçalanarak öldürülen askerleri, Fırat nehrini salla geçerken salın ipi kesilerek Fırat’ın azgın sularına terk edilen ve boğulan askerlerin hikayesini anlatırken gözleri doldu.


 

     Bu asiler köprüleri yıkmışlar, telefon tellerini kesmişler, nahiye müdürü, vergi tahsildarı gibi memurları öldürmüşler, karakolları basmışlar, subayları, astsubayları, erleri öldürmüşler. Halkın mal, can ve ırz emniyeti kalmamış. İşte bu ortamda askeri müdahale yapılmış ve suçlular ağır biçimde cezalandırılmış.


 

     “İkinci Dersim Harekatı”nda maalesef bu asilerin yanında çok sayıda yerli halk da zarar görmüştür. Tabir yerinde ise kurunun yanında yaş da yanmıştır. İsyana iştirak eden aşiretler mecburi iskana tabi tutulmuş ve Anadolu’nun farklı bölgelerine gönderilmiş. İsyanın liderlerinden Seyit Rıza ise aslen bir Türk’tür.


 

     Kendisinin bazen Arap, bazen Kürt olduğunu söylemiştir ama mensup olduğu aşiret aslında bir Türk aşiretidir.


 

     Bu hareket sonunda Tunceli’den tamamı son model 14 binden fazla silah toplanmıştır.


 

     “Dersim Dosyası”nın açılmasını “Cumhuriyet”in tasfiyesi projesi içinde değerlendirmek gerekir.


 

     “Cumhuriyet”i koruyan tüm kişiler, kurumlar, topluluklar sindirilmeye, etkisizleştirilmeye veya “Cumhuriyet”ten soğutulmaya çalışılıyor. “Sonsuza kadar koruma ve kollama” kararlılığı ve direnci kırılmak isteniyor. İnsanlar hapse atılıyor, hatta öldürülüyor, bilgi kirliliği yaratılıyor; adeta “Cumhuriyet”ten intikam alınıyor.


 

     Bu çerçevede sıra Alevilere gelmişti. Alevi yurttaşlarımızda “Atatürk sevgisi” ve “Cumhuriyet sevdası” her zaman var olmuştur. “Cumhuriyet”i koruma kararlılığını hiç yitirmemişlerdir. “Dersim Dosyası” açılarak, “Atatürk”ten ve “Cumhuriyet”ten soğutulmaya çalışılıyor.


 

     Özetle “Cumhuriyet” savunmasız bırakılmak isteniyor. Geçmişte bazı oyunlara gelmeyen Alevilerin bu oyunu da bozacağına inanıyorum.


 

     Prof. Dr. Eyüp S. Karakaş



     https://www.turkishnews.com sitesinden alınmıştır. - 22.01.2015, Perşembe


     Not: Bkz.: 13.05.2020 / Oktay Yıldırım - Bir Türkünün Öyküsü http://www.muziklopedi.org/?/Makale/2622




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5798568
Online Ziyaretçi Sayısı:23
Bugünlük Ziyaret :1259

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.