23.11.2020 / Tuğrul Göğüş - Türk Küğ Yaşamına Önemli Katkılarda Bulunmuş Bir İsmi Sonsuzluğa Uğurladık


     Türk küğ yaşamının önemli isimlerinden birini 23 Kasım 2020 Pazartesi henüz güneş doğarken yitirdik. “İzmir Devlet Konservatuvarı”nın sessiz, kibar, yapmacıksız ancak bir o kadar bilgili ismi Önder Kütahyalı aramızdan ayrıldı. O’nu samimi duygularla özleyeceğiz.


 

     Küğ sanatında varlığını gösteren idealist isimlerden biri idi sayın Kütahyalı… Kendisi görme engelli idi, ama pek çok görenimizden daha çalışkan, daha yapıcı, daha üretken bir kişiydi. Tüm enerjisini öğrenmeye ve öğretmeye adamıştı.


 

     Önder Bey’i 1975 yılı Eylül ayında geldiğim İzmir kentinde tanıdım. Ses tonundaki yumuşaklık ve sevecenlik hiç alışmadığım bir sıcaklığı damarlarımda hemen hissetmemi sağladı. Tanışıklığım giderek içten bir dostluğa dönüştü ve bu büyük insanın küğ alanındaki derin birikiminin ne denli muazzam olduğunun ayırdına vardım.


 

     Önder Kütahyalı, 16 Mayıs 1936’da Tire’de dünyaya geldi. Küçük yaşlarında geçirdiği bir hastalık nedeniyle görme duyusunu yitirdi. Buna rağmen 1952 yılında “Ankara Devlet Konservatuvarı”nın giriş sınavlarını kazandı. Bu okuldan mezun olduktan sonra 1958 yılında keman dalında asistan olarak “İzmir Devlet Konservatuvarı”nın kadrolarına dahil oldu. Muazzam bir belleği olan hocamız çalgısını handikaplarına rağmen son derece iyi çalmaktaydı. Çalışacaklarını mutlaka ezberler, hiçbir hata yapmadan o muazzam hafıza gücüyle hatasız seslendirirdi. Görme engeli O’na engel olamamıştı. Provalardan önce çalacağı partiyi a’dan z’ye öğrenir ve çalışmalara öyle çıkardı. O ve O’nunla aynı dünya ve yaşam görüşünü paylaşan yakın dostları ile birlikte bugünün “İzmir Devlet Senfoni Orkestrası”nın ve “İzmir Devlet Opera ve Balesi”nin temeli sayılabilecek “İzmir Filarmoni Orkestrası”nın kurucularından olmuştur.


 

     O güne dek yalnızca Ankara ve bir miktar İstanbul’da canlı olabilen çoksesli ulusal ve uluslararası sanat küğünün İzmir’de de kökleri tutmuş ve sanat iki büyük kentin tekelinden çıkmış, çoksesli küğ alanında artık üç büyüklerden bahsedilir olmuştu. Bu sayede “İzmir Devlet Konservatuvarı” da deniz kıyısında bulunan o güzel eski yapıda kentin sanatseverleriyle sıcak ve yapıcı ilişkiler kurmaya başlamıştı. Sanat konularında düşünce ve etkinlik sergilemeye başlayan seçkin İzmir’liler kentin düşünce yaşamına da yön vermeye başladılar. Bu gelişmeyi değerli Önder hocamıza ve mesai arkadaşlarına borçlu olduğumuzu belirtmek istiyorum.


 

     Sayın Kütahyalı küğ sanatının birçok alanında kendisini geliştirmiş bir insandı. “Küğ Tarihi”, “Opera ve Bale Tarihi”, “Çalgı Bilgisi”, “Çalgılar Tarihi” derslerini verdiği gibi “Form Bilgisi” dersinin sorumluluğunu üstlenmişti. Ders verdiği tüm alanlarda yetkin bir isimdi. Bu derslere ilişkin çok sayıda kaynaktan bireştirerek özümsediği bilgileri o denli açık ve berrak bir şekilde sunardı ki yalnızca dersini takip edenler bile olağanüstü bilgilerle donanırdı.


 

     Sayın hocamızın bu başarısında çok değerli eşi sayın Yıldız Kütahyalı’nın katkılarını anmadan geçmek doğru olmayacaktır. Yıldız Hanım, görme engeli olan eşinin adeta gören gözü olmuştu. Kocasının kolundan tutar, okula getirir, bazen O’nu koridorlarda bekler, bazen de ders bitim saatinde gelip alırdı. Konserlere de birlikte gelmekteydiler. Aralarındaki sevgi bağı bugün dahi gözlerimin dolmasına yol açmaktadır. Yıldız Hanım, Önder Bey’e bazı metinleri okur, bazen de notlar tutardı. Önder Bey bu okumaları pür dikkat dinler ve o bilinen belleğine sanki bilgisayar diski gibi çıkmamacasına kaydederdi. Bizlere ve ülkemize Önder Kütahyalı’yı kazandırdığı için Yıldız Kütahyalı’ya da buradan derin bir teşekkürü borç bilirim.


 

     Sayın Kütahyalı aynı zamanda bir yazar olarak da tanınmıştı. Çeşitli yerel ve ulusal gazetelerde düzenli yazılar yazmasının yanısıra özellikle “Cumhuriyet” gazetesinde köşe yazarlığı yapmıştı. Yazıları ile sanat kamuoyunu doğru ve tarafsız yönlendirmenin yanısıra bilgilendirme yönünü de eksik tutmamıştı. Üstelik İstanbul’da yayınlanan aylık müzik dergisi “Orkestra” ile Ankara’da yayınlanan “Ankara Filarmoni Derneği”nin yayın organı “Filarmoni”ye de düzenli bilimsel içerikli yazılar yazmaktaydı. Bu bağlamda İzmir’de kurulan ve yayın ömrü ilginç nedenlerden ötürü çok kısa olan “İzmir Filarmoni Derneği”nin yayın organı olan dergiyi de yazılarıyla desteklemişti.


 

     Önder Kütahyalı 1987 yılında doçent ve 1999 yılında profesör oldu. Beş yıl profesör olarak çalıştıktan sonra 2004 yılının Nisan ayında “Dokuz Eylül Üniversitesi”nden emekli oldu. Kütahyalı, “Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı Derneği”nin kurucusu ve 2003 yılından bu yana üyesidir. Önder bey yetiştirdiği onlarca öğrencinin yüreğinde yer etmiş seçkin bir isimdir.


 

     Kendisi ve eşi ile birlikte Adana’da düzenlenen bir küğ simpozyumuna birlikte katıldık. İzmir’den Adana’ya ve Adana’dan İzmir’e gidiş-dönüş otobüs yolculuğunu birlikte yaptık ve Adana’da “TCDD Misafirhanesi”nde karşılıklı odalarda kaldık. Kendisinin ne kadar alçak gönüllü ve olgun bir kişiliğe sahip olduğunu bu dönemde daha da iyi anladım. Sanatçılar arasında görülmesi pek mümkün olmayan sevgi ve saygı dolu kişiliği, zerafeti, ince ve düşünceli yapısından ötürü kendisine bir kez daha hayran kaldım.


 

     Önder Kütahyalı ile son görüşmemiz telefonda oldu. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra kendisine ulaşabildim ve dudaklarından şu cümleler çıktı: “Yaşlandık Tuğrulcuğum. Her geçen gün daha da tükeniyoruz.” Ne yazık ki hepimiz yaşlanıyoruz sevgili hocam. Yaşadığım sürece sizi hiç unutmayacağım ve unutulmamanız için elimdem geleni yapacağım.


 

     Size en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum değerli öğretmenim ve dava arkadaşım. Güzel uyu…


 

     Tuğrul Göğüş

23.11.2020, Fethiye


 

     Bkz.: http://www.musikidergisi.com/yazar-518-prof._onder_kutahyaliyi_sonsuzluga_ugurladik....html




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:6219831
Online Ziyaretçi Sayısı:58
Bugünlük Ziyaret :90

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.