29.12.2018 / Rauf Tamer - Bir Dakika...


     ……………………………


 

     Gelelim Fazıl Say’a.


 

     Dünya çapındaki bu müzisyenimiz, 18 Ocak’ta vereceği konsere, Cumhurbaşkanı’nı da davet etti.


 

     Niye ediyor?


 

     - “Çünkü o bir yandaş. O’nun himayeye ihtiyacı var. Yüksek yerlere sığınmaya muhtaç, öyle mi?”


 

     “İşte Çağdaş Türkiye...”


 

     Kafa böyle işliyor...


 

     Her biri gidip -zerrece müzik kulağı olmadığı halde- “Truva Sonatı”nı güya dinleyecek ama aslında Fazıl Say’ın siyasi görüşünü alkışlamak için orada bulunacak. Sanki piyanonun her tuşundan muhalif sesler fışkıracak.


 

     - “Sanatçı dediğin muhalif olur.”


 

     Tamam da...


 

     Bir Fazıl Say olabilir mi?


 

     Keza... İki değerli sanatçımızı Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’i günlerdir, bir kesim alkışlıyor, bir kesim kınıyor. Nedir bu yahu?


 

     Aslında herkes onların sırtından kendine pozisyon biçiyor, kendi durduğu yeri ve kendi bulunduğu kampı sergiliyor:


 

     - “Ben de varım.”


 

     - “Hayır, ben yokum.”


 

     Anladık beyler.


 

     Anket yapıyor değiliz.


 

     Bu iki sanatçının Türkiye’de 80 milyon hayranı var idiyse, şimdi 40 milyona düştü diyelim. Ne fark edecek? En baba siyasi akımların bile kaç milyon taraftarı var acaba?


 

     Mesele bitmiştir, dağılın... Metin Akpınar’ı ve Müjdat’ı sömürerek falan değil, varsa bir davanız kendiniz görün…



     Hürriyet Gazetesi - 29.12.2018, Cumartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5787181
Online Ziyaretçi Sayısı:23
Bugünlük Ziyaret :235

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.