02.08.2019 / Mustafa Pamukoğlu - Yurttan Sesler


     Anadolu toprakları yüzyıllardan beri kültür ve sanatın en önemli beşiklerinden biri olmuştur. Ülkemiz ne zaman zorluklarla ve tehlikelerle karşılaşsa Anadolu’dan öyle bir rüzgar eser ki her şeyi alıp götürür ve her şeyi çözer. Bu rüzgarın sesi sağduyunun sesi ve kadim toprakların kendisini hatırlatmasıdır.


 

     Bu nedenle ülkemizin içinde bulunduğu tehlikelere karşı Anadolu’ya güvenmek ve oradan gelecek sese kulak vermek gerekiyor. Bu da bizi olumlu düşünmeye sevk ediyor ve silkelenmemize neden oluyor.


 

     Gelin ekonomiye biraz ara verelim sizinle yurttan sesleri ve sanatımızı konuşalım.


 

     Türkülerimiz


 

     “Kırık hava” altında toplanan türkülerimiz edebiyatta ve müzikte çok önemli bir yer işgal eder. Daha çok kişiler ve sosyal olaylara dayanır. Türküler halkın ortak malıdır. Şairi belli olan parçalara türkü denmez.


 

     Türkülerin en önemli özelliği dokunaklı olmasıdır. Eğlence ve neşe için türkü söylenmemiştir. “Türkü Yakmak” deyimi de bundan ileri gelir.


 

     İşte size bir örnek Eğin Türküsü:


 

     Yeşil kurbağalar öter göllerde

     Kırıldı kanadım kaldı çöllerde

     Anasız babasız gurbet ellerde

     Ya ben ağlamayayım kimler ağlasın

     Şu mahzun gönlümü kimler eylesin

     Eğin’in etrafı dağdır meşedir

     İçinde oturan beydir paşadır

     Yüzelli mahalle beşyüz köşedir

     Tez gel ağam tez gel olma yalancı

     Benim ahım eder seni dilenci


 

     Uzun Havalar


 

     Uzun hava sözün gereğine göre serbest tartılarla (belirli bir ses dizisinin belirli bir düzen içindeki ölçüsü) ölçülen yapıtlardır.


 

     Bu parçaların en zengin çeşidine Doğu ve Güney Anadolu’da rastlanır. Maya, hoyrat, elezber gibi çeşitli adlarla anılır.


 

     Anadolu’nun diğer yerlerinde ise bozlak, mani, aşıklama, ağıt, avaz, garip, Çukurova, karşılaşma gibi adlar alır.


 

     Uzun havalar her bölgenin özelliğini yansıtır. Bu ağızların en ünlüleri: Harput ağzı, Eğin ağzı, Erzurum ağzı, Urfa ağzı, Malatya ağzı, Diyarbakır ağzıdır.


 

     Alın size çok yanık bir örnek:


 

     Dağ başında bir gül gibi

     Boynu bükük kalan yarim

     Dikenleri acılanan yüreğime eken yarim

     Bir kez sana bağlanmışım

     Ben kendimi heey unutmuşum, heey

     Aşkın ile kavrulmuşum, sevdan beni kül eyledi. (2x)

     Berivanım, berivanım, boynu bükük dağ ceylanım

     Berivanım, berivanım, köy kokulu dağ ceylanım


 

     Maniler


 

     Daha çok kadınlar tarafından meydana getirildiği sanılan manilerin türkülerden farkı bir dörtlük olarak söylenmesi, konu olarak daha şen ve hafif olayları işlemesidir. Aşk, doğa, kahramanlık, düğün, bayram, ölüm ve ayrılık için kullanılmıştır.


 

     Güzel bir örnek:


 

     Evleri sekilidir

     Gül reyhan ekilidir

     Bir can bir can sevse

     Kim onun vekilidir


 

     Hoyratlar


 

     Cinaslı manilere hoyrat adı verilir. Bunlarda da ayrı bir güzellik, incelik ve zarafet vardır.


 

     Kendin çöz kendin tara

     Değmesin el başına

     Ben yarime kavuştum

     Darısı el başına


 

     Koşma


 

     Halk edebiyatında bir biçim olup, saz şairleri ve aşıklar tarafından ezgilenir ve o ağızla söylenir.


 

     Dadaloğlu’nun koşması çok meşhurdur:


 

     Kalktı göç eyledi Avşar elleri

     Ağır ağır giden eller bizimdir

     Arap atlar yakın eder ırağı

     Yüce dağdan aşan yollar bizimdir.


 

     Destan


 

     Destan bir koşma çeşidi olup genel olarak 11’li hece kalıbı ile düzenlenir.


 

     Kayıkçı Kul Mustafa’dan bir örnek:


 

     İptida Bağdad’a sefer olanda

     Atladı hendeği geçti Genç Osman

     Vuruldu sancaktar, kaptı sancağı

     İlleti, bedene dikti Genç Osman

     Bağdad’ın kapısını Genç Osman açtı

     Gören kafirler tedbiri şaştı

     Kelle koltuğunda üç gün savaştı

     Cenneti alaya göçtü Genç Osman


 

     Semai


 

     Bir koşma çeşidi olup 8’li hece kalıbı ile düzenlenir. Genel olarak doğa, aşk ve hasret temalarını işler.


 

     Aşık Ömer’den bir örnek:


 

     Gel dilberim kan eyleme

     Seni kandan sakınırım

     Doğan aydan esen yelden

     Seni günden sakınırım.



     Aydınlık Gazetesi - 02.08.2019, Cuma




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5802811
Online Ziyaretçi Sayısı:28
Bugünlük Ziyaret :1069

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.