26.04.2021 / Tuğrul Göğüş - Ne Dinliyorsunuz?


     İnsanlar küğ dinlemeyi severler. Bu nedenle dünyamızda kırın, çalgı çalma ve ırlama gibi unsurlar bulunmaktadır. Geçmiş çağlarda da insanlar küğden zevk aldılar, günümüzde de zevk almaya devam ediyorlar. İnsanlar önümüzdeki çağlarda da küğden zevk almayı sürdürecekler. Başka toplumların dillerini anlayamayabilir ve bu dillerde yazılmış kitapları okuyamayabilirsiniz, ancak onların geçmiş dönemlere ya da günümüze ait küğlerini severek dinleyebilirsiniz. Bu zevki alan insanlardan yalnızca birkaç tanesi bağdama yapma yeteneği ile ödüllendirilmiştir. Büyük çoğunluk çalgı çalma ya da ırlama konusunda yeteneğe sahiptir. Fakat hemen hemen tüm insanlar küğden zevk alma kapasitesine sahiptirler. Dünyada yaşayan her birey her yaşta küğ sanatını sever.

 

     Yaşadığımız dünyada güzellikler barındıran küğler ile onları yaratmak ve dinlemek için çok sayıda modern yöntem bulunmaktadır. Radyo ya da CD çalarınızda, televizyon ya da küğ kanallarında sanatçıların çaldığı ya da ırladığı ve sizi ruhunuzdan yakalayan küğler bulmanız artık çok kolaydır. Bu olanaklar size büyük bir koral yaratıyı ya da orkestral eseri dinleme olanağı da sağlamaktadırlar. Okullarda küğ öğretmenleri size bu sanatın önemini ve güzelliğini mutlaka açıklıyorlardır. Büyük kentlerde bir başka olanak daha bulunmaktadır: Dinleti salonlarında o kentin orkestra, opera, bale kurumlarının verdiği düzenli dinletileri izleyerek ruhumuzdaki güzellik açlığını bastırabiliriz. Eğer o kentte mükemmel küğcülerin verdiği resitaller ya da festivaller varsa bu bize seslerden örülü bir dünyanın kapılarını açar.

 

     Eğer olanakların bol olduğu bir kentte yaşamıyorsanız dahi küğe erişiminiz günümüz koşullarında son derece kolaydır. Çalgı çalmayı ya da ırlamayı öğrenmek için koşullarınız uygun değilse bir tıklama ile küğe erişebilir ve güzel bir küğ seçebilirsiniz. Aklınızda herhangi bir parçanın ismi varsa en güzel seslendirmeyi bulmanız da son derece kolaydır; en kalitelisini bulana dek birçok farklı seslendirmeyi dinleyebilir ve aralarından nihayet birini seçerek onda karar kılabilirsiniz.

 

     Güzel küğe erişmek için bir çalgı çalmayı öğrenmek isteyebilirsiniz ya da sesinizi uzman bir öğretici aracılığı ile daha iyi kullanmak yoluna gitmeniz mümkündür. Aslında arayıp bulmamız gereken nokta iyi küğdür. Dünyada her konuda olduğu gibi küğ alanı da iyi ve kötü, güzel ve çirkin, doğru ve yanlış arasında çeşitli kademelerde malzemeler içerir ve yapmamız gereken bunlar arasından bir seçim yapmaktır. Nasıl ki kötü yapılmış bir yemeği yemek istemezsek kalitesiz bir küğü de dinlemek istemeyiz. Aslında buradaki ana sorun tercih yapmaktır. Ama bu tercihi neye dayanarak ve nasıl yapacağız? İyi, güzel ve doğru küğün ne olduğunu anlayabilmek için aklımızı kullanmamız ve bu konuda birikim yapmamız gereklidir.

 

     Küğ, sonuçta her birey için vazgeçilmez bir unsurdur. Bazen son derece basit olabilir, örneğin bir köşebaşında bir sokak çalgıcısı bir ezgiyi size son derece sade bir şekilde elindeki çalgıyla çalar ve söyler. Küğ bazen son derece ağırbaşlı, bazen son derece hüzünlü olabilir. Bazen içinizde kırınma hissi uyandırabilir, bazen de salt bir küğ olarak kendi içerisinde bir güzellik taşıyabilir. Küğün içeriği ve buna bağlı karakteri her ne olursa olsun dinleyici o küğü içselleştirebilmek için dikkatini belirgin bir şekilde o küğe vermelidir. Bir küğ ne kadar iyi seslendirilirse o kadar çekicilik taşır. Sonuçta dünyamızda küğ var ve insanlar küğ sanatından keyif alarak ruhlarını tekrar keşfediyorlar.

 

     Pekala, biz küğ sanatına gereksinme duyar mıyız? Evet, hem de çok sık bir şekilde… Çünkü beş duyu organımızdan biri kulaktır ve çevremiz yoğun bir ses atmosferi ile kaplıdır. Biz bu karmaşık ses yığınından pek hoşlanmayız. Korna sesleri, iş makinaları, motor homurtuları, konuşmalar ve benzeri sesler bizim ilgimizi çekmediği gibi bunlardan kaçmak isteriz. Sonuçta her şeye bir çekidüzen veren insanoğlu, ses yığınını sevmez ve sesleri kendi birikimi, çevreden aldığı etkiler, sosyal ve ekonomik durumuna ya da aldığı eğitime göre bir düzen vermek ister. Bu düzeni verirken yaşadığı toplumun coğrafyası, tarihi, kişinin içinde bulunduğu sosyal tabaka, entelektüel yapısı, mesleği ve daha birçok etken devreye girer ve kişi tüm bunlara uygun olarak kendisine bir ses dünyası oluşturur. Bir Hintli ile bir Türkün ses dünyası bir miktar yakın olsa da aynı değildir, komşumuz olan bir ülkenin küğ kültürü bizim toplumumuzu etkilemiş olabilir, ama yine de aynı şey değildir. Ülkeden ülkeye, coğrafyadan coğrafyaya ve hatta aynı ülke içinde bölgeden bölgeye büyük ya da küçük farklılıklar mutlaka vardır ve olacaktır.

 

     Bu noktada kendimize sormamız gereken soru şudur: Kendime ait nasıl bir ses dünyası oluşturmalıyım? Bu ses dünyasını oluştururken kendimi nasıl daha üst bir kademeye tırmandırabilirim? Aslında bu sorunun yanıtı çok basittir. Kutsal Kitabın “İncil” kısmında Pavlus’un Filipililere yazdığı mektubun 4. Bölüm 8. Ayeti bize çerçeveyi çiziyor: “Gerçek olan ne varsa, ciddiye alınması gereken ne varsa, doğru olan ne varsa, saf ve temiz olan ne varsa, sevimli olan ne varsa, hakkında olumlu konuşulan ne varsa, erdemli ve övgüye değer ne varsa, onlar üzerinde düşünün.” Yaptığım bu alıntı uygulandığı takdirde küğ sanatında olduğu gibi bizi her konuda daha üst düzeye taşıyacaktır.

 

     Aslında dünyamız eğer küğ ve sesler olmasaydı çok kurak ve keyifsiz bir yer olurdu. Biz her türlü etkinliğimizde, her olguda, yaptığımız her işte bunlara güzellik ve anlam kazandırabilmek için küğ kullanırız. Demek ki küğ, gerçekte yaşamın tam kendisidir. Aklımıza ve kalbimize ulaşmanın anahtarıdır ve bize anlayış ve hikmet verir. Küğ, bizi her gün gerçekleştirdiğimiz monoton edimlerden kurtarır ve bizi büyü dolu, düşüncelerle bezenmiş, mutluluğun ve sempatinin, eğlenmenin ve özlemlerin kucağına taşır ve oradan tazelenerek ve günlük işlerimizi daha iyi yapmak için tekrar dünyaya taşır. Ama bunun tek bir yolu vardır: “İyi küğü keşfetmek ve ona bağlanmak. Kendimizi geri, ilkel, feodal, kötü olandan kurtarmak…”

 

     Arnold Schönberg’in sözleri bu noktada bizler için yeterli ışık sağlamaktadır: “Toplumsal yaşamda her gün ruhu kirlenen; işinde, evinde maddi ve manevi zorluklar yaşayan ve bunları çözme gücü bulamayan birey, küğ dinlerken, o küğdeki gerilim ve çözümleri kendi ruhunda hissederek sorunlarını düşünecek, çözüm yollarını arayacak ve küğ bittiğinde rahatlayarak ertesi güne arınmış olarak tekrar hazır olacaktır.”


     Fethiye - 26.04.2021, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5770991
Online Ziyaretçi Sayısı:44
Bugünlük Ziyaret :1047

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.