07.06.2021 / İhsan Toksöz - Mersin’in Sesleri - III. Bölüm - Kültür Madeni Kilikya

Kilikya


     Atlayalım şimdi daldan dala…


 

     Eski çağlara uzanalım.


 

     Ses kaynağımız: “Antik Kilikya.”


 

     “Kilikya Bölgesi”, onlarca antik yerleşim yerindeki somut mimari kalıntıları ve soyut kültür değerleri olan söylenceleriyle bir kültür madeni. Bu madenin ulusal ve uluslararası turizm potansiyelinin yeterince değerlendiril(e)mediği de ortada.


 

     Bir kültür hazinesi üzerinde oturuyoruz.


 

     “Mersin’in Sesleri” konusunda ilk iki yazımda söz verdiğim şu; metaforik “ses” konusuna bir türlü geri dönemedim… Bir kavga-döğüş-savaş öyküsünün sanat ile yoğrularak bir bölgenin turizmine nasıl katkı sağlayabileceği hakkında yazacaktım olmadı. Üstelik geçen yazımda da “Cennet-Cehennem Obrukları”nda geçen bir mitolojik öyküden hareketle çok özel ve özgün bir projeden bahsedeceğimi yazmıştım, o da benim gevezeliklerimin arasında kaynadı gitti. Yazı başını alıp gidiyor, konu “Kilikya” olunca arkeologluk damarlarım kabarıyor.


 

     Ama bakın; unutmuyorum sözlerimi, tekrar tekrar not ediyorum, size ve kendime hatırlatıyorum. Biraz daha sabır. Verdiğimiz bilgilerle sahneyi hazırlıyoruz.


 

     Haydi, dalalım şu “Kilikya”nın içine bir daha!


 

     “Kilikya”nın bir operaya konu olması taa 1681 yılına gidiyor!


 

     “Hadi yaa!”


 

     Şaşırdınız değil mi?


 

     Operanın adı, “Pompeius Magnus Kilikya”da. Besteci Domenico Freschi (1634-1710), Libretto: Aurelio Aureli.


 

     Bu Pompeius, o “Pompeius”. Hani Roma’nın başına bela olan Kilikyalı korsanları yenen ve Mersin’in göbeğindeki “Soloi”ye adını veren kumandan. Yıl M.Ö. 67; kentin adı bu kumandana ithafen “Soloi Pompeiopolis” oluyor. İtalyan besteci tutmuş 1748 sene sonra adam için opera yazmış! Günümüzden tam 340 sene önce!


 

     Bu opera hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler aşağıda linkini verdiğim araştırmacı Ömer Eğecioğlu tarafından 2017 yılında yazılan ve AKOB dergisinde çıkan makaleyi okuyabilirler.*


 

     Bence tıklayın linkin üstüne okuyun.


 

     Ben de gelecek yazımın konusunu çerçeveleyeyim zihnimde.


 

     * * *


 

     Birazcık anlamışsınızdır artık.


 

     “Kilikya”nın tarihi figürleri ve mitolojik söylenceleri bu yazı dizisinin ana damarı.


 

     Bu kadar laga luga yaptık, çekmek için sizi konunun içine.


 

     Ne?


 

     Bana “kafa karıştırmaktan başka şey bilmez misin sen” mi dediniz?


 

     Yok yok biraz daha sabır lütfen.


 

     Önce,


 

     Yıllar boyunca mitolojik öykülerin


 

     Destanların, efsanelerin,


 

     Bestecilere nasıl ilham kaynağı olduğunu bazı örneklerle


 

     Kısaca anlatmalıyım size.


 

     Azzz sonra!… Gelecek yazım fırında.


 

     *  Ömer Eğecioğlu- Pompeius Magnus Kilikya’da. AKOB Kültür-Sanat Dergisi, No.40 / 2017 s. 6-12



     https://diyalektikhaber.com sitesinden alınmıştır. - 07.06.2021, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5768041
Online Ziyaretçi Sayısı:16
Bugünlük Ziyaret :529

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.