Meral Tamer - Borusan Orkestrası Niye Beğenildi?
Pazar sabahı saat 10.30. Salzburg’un en büyük konser salonlarından 2500 kişilik “Felsenreitschule”nin fuayesi, tarihinde ilk kez 200’ü aşkın Türk’e ev sahipliği yapıyor.
Selahattin Beyazıt, Filiz Akın, Ergun Özen, Feyhan Yaşar, Metin Ar, Zeynep Erol, Yılmaz Argüden, Murat Barlas, Ömür Bozkurt, İlber Ortaylı, adını burada sıralayamadığım dostlar ve tabii en başta da Kocabıyık Ailesi ile “Borusan Grubu Şirketleri”nin üst düzey yöneticileri... Hepimiz lacilerimizi giymişiz ve müthiş heyecan içindeyiz.
“Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası” (Bifo), dünyanın en köklü ve prestijli festivallerinden biri olan “Salzburg Festivali”nden içeri adım atmayı başarmış. Bu olay için ne zamandır çok iyi hazırlandıklarını biliyoruz. Fazıl Say gibi klasik müzik severlerin yıllardır Salzburg’da beğeniyle dinledikleri bir yıldız sanatçı da hem solist olarak, hem de bestesiyle “Bifo”ya güç katıyor. Yine de hepimizin kalbi küt küt atıyor.
- Bakalım 2.300 Avusturyalı izleyici, zilli ve vurmalılarla Anadolu’nun renklerini ve ezgilerini taşıyan, son derece oynak ve insanın kanını kaynatan Köçekçe’yi beğenecek mi?
- “Bifo”nun Avusturyalı genç şefi Sascha Goetzel de çok coşkulu, Fazıl da... Acaba yürekleriyle yaşayan bu 2 genç sanatçının birlikteliği nasıl bir enerji yaratacak?
- Fazıl’ın son bestesi “Nirvana Yanıyor”un dünya prömiyerine (ilk seslendirilişi), 2.300 Avusturyalı seyirci ile onların onda birinden bile az olan biz 210 Türk, benzeri duygu-coşku ve alkışlarla karşılık verebilecek miyiz?
- Taksi şoförlerinin bile sabahtan akşama kadar Mozart dinlediği, bestecinin doğum yeri Salzburg’da, gencecik bir Türk orkestrasının, Mozart konçertosu çalmaya cesaret etmesi -solist Fazıl Say olsa bile- nasıl karşılanacak?
Hepimizin Yüzü Ay Parçası Gibi
Pazar saat 14.00.
Konser sonrası fuayede kokteyldeyiz. Hepimizin yüzü ay parçası gibi. Gözlerimizden mutluluk ışıkları fışkırıyor. 2.5 saate yakın süren konserde çalınan 5 eserin hepsi 2.300 Avusturyalı tarafından da 210 Türk tarafından da aynı coşkuyla alkışlanmış. Fazıl’ın bestesi de icrası da harika.
Avrupalı klasik müzik seyircisinin aksine, Türkiye’deki seyircinin konserde beğenisini ifade ederken ayaklarını sürekli yere vurma adeti yoktur. Pazar sabahı ayaklarını yere vurarak salonu inletenler bizler değildik; zaten hepimiz bir olsak bile o kadar gür bir patırtıyı asla çıkaramazdık.
Özetle yurt dışında daha önce katıldığım pek çok etkinliğin aksine, “Türkler Türkleri ağırladı” durumu kesinlikle yoktu. Salzburg’da çalmak her babayiğidin harcı değil. Bir Türk orkestrası önümüzdeki yıllarda bu eşiği aşarsa, çok önemli bir başarı olur.
Orkestramız Niye Beğenildi?
Pazartesi sabahı saat 09.00.
Fazıl’dan gelen SMS mesajı üzerine hemen dışarı çıkıp Kurier, Die Presse ve Salzburger Nachrichten gazetelerini alıyorum. Hepsi de konserden öylesine olumlu bahsediyorlar ki... Konsere 5 yıldızla tam not veren Kurier, “Salzburg Festivali ilk zirvesini, Borusan Orkestrası ve Fazıl Say’la yaptı” diye yazmış. Salzburger Nachrichten “İstanbul, Festival’in müzikal konuğu” diye başlık atmış.
Orkestramızın niye beğenildiğine gelince... Avrupa’nın yerleşmiş köklü orkestraları artık çok profesyonelleşmiş; verdikleri konserlerin hepsi önemli. O yüzden de her konserde taze heyecan duymaları mümkün değil. “Bifo” ise genç bir orkestra; uluslararası sahneye ilk kez çıkıyor. Fazıl ve genç şef Goetzel, zaten her an heyecanlarını izleyiciye geçirebilen sanatçılar. Gencecik orkestra elemanlarının duydukları samimi heyecan ve parçaya yaptıkları katkı da izleyicilere yansıyınca Türk orkestrası fark yarattı ve beğenildi.
Milliyet Gazetesi – 28.07.2010, Çarşamba
