24.01.2011 / Doğan Hızlan - Müziğimize Dair Bir Sergi ve Bir Kitap

     “Yıldız Sarayı”nda müziğimize dair bir sergi açıldı:

     “Neşriyat-ı Musikî.”

     Sergiyi Gönül Paçacı hazırladı.

     Bu sergide, musiki tarihimizin “Geç Osmanlı-Erken Cumhuriyet” diye adlandıracağımız dönemi anlatılıyor.

     Serginin bir de kitabı var, içindeki bilgilerle bir katalog özelliğini aşmış.

     Kitap/kataloğun adı:

     “Osmanlı Müziğini Okumak” - (Neşriyât-ı Musikî)

     Sergi ve kitabın niteliğinin ana düşüncesi, hazırlanış süreci “Önsöz”de özetlenmiş:

     “Bu çalışmada, dönemin basılı malzemelerinin bir kısmı, basılmalarının gerisinde yatan nedenler anlaşılmaya, anlatılmaya çalışılarak ele alındı.

     Müzikle ilgili yazı ve notaların, hem sosyal hayatta hem de toplumda ilgiyle karşılanmalarından olmalı, çeşitli alanlarda yayınlarda da sıkça yer aldığı görülür.

     Hemen burada, ilk notaların “Malûmat” ve “Servet-i Fünun” gibi müzik harici süreli yayınların ilavesi olduğunu ve ‘açık muhabere varakası’ olan kartpostalların üzerine bile notaların basıldığını hatırlatmak yeterli olacaktır.”

     Sergide, birinci bölüm, “Zihinden Sese - Sesten Kağıda” başlığını taşıyor.

     Burada nota basımlarını görüyoruz.

     Birçok müzikçinin özel külliyatı burada yer alıyor.

     Dönemin bestelerini, dönemin seslerinden, sazlarından dinleyebilirsiniz.

     Notaları bilgisayar ekranında görebilir, icralarını da kulaklıktan dinleyebilirsiniz.

     Türk müziğinin Osmanlı’dan bu yana serüvenini okumak bence çok gerekli ve zorunlu bir çalışmadır, herkesin bilmesi gerekir.

     Çünkü bir ülkenin değişim tarihini, toplumsal kanavasını, onun müziğini bilmeden, müzik hareketlerini incelemeden anlamak mümkün değildir.

     Üstelik, Osmanlı’dan cumhuriyete geçen bir ülke için bunu bilmek daha da gereklidir. O zaman müzikle ilgili yayınların çokluğu sizi etkileyecektir.

     Bir notanın beş dilde yayınlandığını görmek, sanırım İstanbul kültürü için düşündürücü bir örnek niteliği taşıyor.

     O zaman müzikle ilgili bilgilerin, notaların sadece müzik dergilerinde, güfte mecmualarında yayınlanmadığını, edebiyat dergilerinde de bulunduğunu yukardaki satırlarda okudunuz.

     Bu müziğe verilen önemi, değişimdeki rolünün nasıl öne çıktığını gösteriyor.

     Hiç kuşkusuz yalnız teksesli müzikle ilgili değil bu notalar, çoksesli müziğin “Saray”da ve “Pera”da yaygınlığını da yeterince anlatıyor.

     Türk müziği notalarının çoğunda eski yazı, Osmanlıca ile Fransızca birlikte yer alıyor.

     Benim de arşivimde iki dilde saz eseri ve şarkılar var.

     İlk gençliğimde, Türk müziği notalarımı Beyazıt’taki “Şamlı İskender” (Kutmani) nota mağazasından alırdım.

     O zaman mağazada duran Ferit Bey’di.

     Birçok besteciyi de orada yakından tanıdım, bunlardan biri Selahattin Pınar diğeri de Nuri Halil Poyraz’dı.

     Sergiyi gezin, kulaklıktan icraları dinleyin, kitabı da okuyun.

     Müzik tarihimizin aşamalarını bu sergi ve kitaptan öğreneceksiniz.

     Hürriyet Gazetesi - 24.01.2011, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5804884
Online Ziyaretçi Sayısı:38
Bugünlük Ziyaret :1139

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.