Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını Hiç Böyle Görmedim

     19 Mayıs 2009 günü için "Atatürk Spor Salonu"nda bir konser var. Konserin sloganı şöyle: "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nı Hiç Böyle Görmediniz".. İçerik ise daha da ilginç; "klasikten caza, popüler müzikten rock'a"... Şimdi bu sanatsal olguyu irdeleyelim.

     "Atatürk Spor Salonu" gibi akustikten yana hiçbir özelliği bulunmayan, çınlamanın olduğu bir mekanda senfoni orkestrası yer alıyor. Senfoni orkestrası adından da anlaşılacağı gibi akustik bir müzik topluluğu. Onun yanında ses yükselticilerinin kullanıldığı Rock müzik. Solist ise Hakan Aysev, hani şu türküleri katleden Pavarotti dublörü tenor. Yetmedi mi? "Halk Dansları Topluluğu" yani folklör de var... "Devlet Çoksesli Korosu" ise konsere ketçap oluyor. Böylesine yoz bir sanat etkinliği devlet tarafından finanse ediliyor. Gelin de çıkın işin içinden.

     Gerçekten "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası"nı hiç böyle görmedim. Bir senfoni orkestrasının kendini bu denli yozlaştırdığına hiç tanık olmadım. Sanki "Kızıl Ordu Korosu"nun Tarkan'ın "Oynama Şıkıdım, Şıkıdım" şarkısını seslendirmesi gibi aşağılık bir durum. Bir tencere çorbayı daha fazla kişiye içirebilmek için, içine ne denli su katarsanız tadı ve besin değeri de o kadar bozulur. Sonunda da artık çorba olmaktan çıkar. Sanat da böyledir. Ne kadar popülerleştirirseniz o kadar yozlaştırırsınız, o kadar sulandırırsınız.

     "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası" gençlere ulaşmak mı istiyor? O zaman niçin cumartesi günleri olan öğrenci konserlerini kaldırdı? Niçin artık turne yapmıyor? Niçin üniversite konserlerine yönelmiyor? Eskiden olduğu gibi cumartesi günleri saat 14.00'de kaliteli konserler yapsın gençlere... Fakat o da ne? Her cumartesi ve hem de kaliteli konser yapmak zor iş. İşin kolayı var onlara göre; senfoni orkestrasının karşısına bir rock müzik grubu koyarsanız olur biter. Sanatsal yozlaşma mı olurmuş? Hadi canım, anlayan kim? Zavallı gençler de buna alet oluyorlar. Hem de "Gençlik Bayramı"nda...

     Ümit Gültekin

_________________________________________________

     Harfiyen katılıyorum ve daha da ötesi bu olgu birden ortaya çıkmamıştır.

     Bu yozlaşma yıllardır hazırlanan, yazarlarımız ve "ünlü" sanatçılarımız tarafından prograndası yapılan, magazin manşetlerini dolduran, basında genişçe yer alan olayların daha da genişletilerek uygulanmasıdır. Demek istediğim hadisesiz (!) "düm–teklere" alkış tutan, uyduruk "Türk marşlarını"

müzik ve piyano zanneden tüm "aydın" ve "müzik yazarlarımız"a şükran borçluyuz. Onlar olmasaydı muhtemelen bunlar da olmazdı.

     Popüler kültürü dışladığım söylenemez, Gershwin ve Piazzolla kayıtlarım bunun aksini kanıtlar ama burada önemli nokta kalite'dir. İşte bu noktayı ayıramazsak, eğitici ve geliştirici amaçlarla kurulmuş, devlet tarafından finanse edilen kurumların düştükleri noktayı eleştiremeyiz.

     Onyıllardır devlet kaynaklarını acımacıszca sömüren, aydın takımımız "biz müzikten anlarız, siz siyasetçisiniz müziğe karışmayın" diyerek kitaplarını, konserlerini ve uyduruk "bestelerini" finanse ettiren mahlukat amacına ulaşmıştır, helal olsun onlara; ben zeka diye buna derim!!!

     Mehmet Okonşar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5797847
Online Ziyaretçi Sayısı:40
Bugünlük Ziyaret :1241

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.