27.03.2012 / Selahattin Duman - Çakma Yıldızlarla Dolu Asumanımız...


     “Hubble Teleskopu”ndan haberi olmayan gariban halk ozanını “Gökte yıldız ellidir.. Ellisi de bellidir..” dediği için mazur görüyoruz.. Peki her önüne gelene “yıldız” muamelesi çekip, gökyüzünü çakma yıldızla dolduranların mazereti ne?


     Medyanın dilleri Aşık Veysel’in dillere destan “Doğmayaydın Mavi Yıldız” türküsünün nakaratı gibi..


     Hani şair türküsünün dörtlüklerinden sonra nakarata geçip “Yıldız.. Yıldız.. Sarı Yıldız.. Mavi Yıldız..” diye sazıyla saydırıyordu.. Aha bizim de halimiz öyle..


     Önümüze çıkan yetenekli..


     O yeteneklilerin piyasaya biraz yapışanı sanatçı..


     Sanatçı familyasının devamlı iş bulabileni, kirasını düzenli ödeyenleri ise doğrudan yıldız..


     Daha aşağısını katiyen kabul etmiyoruz..


     Biz gazeteler olarak daha aşağısını kabul etmeyince, bizim sayfalardaki dünkü haberlere bakarak “aktüel haber programları” yapan televizyonlar hiç kabul edemez..


     * * *


     Bizim algımıza göre “yıldızlık” statüsü, rahmetli Abdülhamid’in “Hamidiye Alayları”nı kurdururken aşiret reislerine verdiği paşalık unvanı gibidir..


     O yine iyi..


     “Sanatçılık” statüsü ise “Beşinci Dereceden Mecidiye Nişanı” gibi bir şey.. İstemese de göğsüne takıyorlar adamın..


     Haaa! Bir de “star” kategorisi var..


     “Star” sözcüğü yıldızın yabancı lisaniyattaki karşılığı ama onu herkese vermiyoruz.. Bir sebebi yok gibi görünüyor ama verirsek Ajda Pekkan sinirleniyor..


     Bunu bilmek, kendimizi tutmamıza yetiyor..


     Bunun adı ilkesizlik, sistemsizlik, zeka ölçme birimi IQ yetmezliği değildir.. Doğrudan zihinsel deformasyondur..


     Devletlisi Var


     Yetenekle başlamalı işe..


     Acun Ilıcalı’nın “Yetenek Sizsiniz” adlı programına kesinlikle “YouTube” yasağı getirmeli..


     Elin adamı “Bakalım şu Türklerin ne gibi yeteneği varmış..” deyip “YouTube”a bir daldı mı rezilliği görür.. Hakkımızda öldür Allah bir daha iyi düşünmez..


     O nasıl bir rezilliktir öyle..


     Yeteneksiz bir oyuncunun yaptığı taklidin berbat bir taklidini yaparak taltif, takdir beklemek.. Kendi zavallılığından habersiz bön bön sırıtmak..


     Bir de elinden bir şey gelmeyen jürinin o sersemi gücendirmeden göndermek için acınası mazeret bulma çabaları..


     Eğer “Digiturk” abonesiyseniz aynı platformun yabancı kanallarından birinde benzer bir yarışma var.. Adamların “yetenekten” ne anladığını, bizimkilerin ne anladığını kıyaslamak için iki programı zaplaya zaplaya izlemek lazım..


     Ben yapıyorum, şahsen insanlığımdan utanıyorum..


     “Yeteneksizliğin” cüreti “dangalaklıktan” gelir.. Azmettiricisi odur.. Birini diğerinden ayıramazsınız..


     İkincinin aslan payı da bizim medyaya düşer..


     Önüne gelene, pavyon türkücüsüne bile “Beşinci Dereceden Mecidiye Nişanı” verir gibi “sanatçı” payesi veren anlı şanlı medyamıza..


     Bizim “sanatçı” tarifini ismin başına getirmeden anamadığımız insanların, yaptıkları işe göre gelişmiş ülkelerde karşılıkları yok..


     Fransız burjuvazisi için de medyası için de koskoca Edith Piaf bile “sanatçı” değil icracıdır..


     Amerikalılar için Robert De Niro erkek oyuncu manasına aktördür.. Üç Oscar ödüllü Meryl Streep ise kadın oyuncu manasına aktris..


     Haberini yaptıklarında, televizyonda sözünü ettiklerinde “Ç’leri” çatlata çatlata “sanatçı” demezler..


     Çünkü o zaman “sanatçı” niyetine kullandıkları “artist” sözünün anlamı kalmaz..


     * * *


     Bizde tam tersi.. En küçük, bayağıdan bayağı bir marifet gösterebilen “yetenekli” ilan edilir.. Profesyonel olarak çalıştığı zaman da sanatçı..


     Medya neyim, diyorum ama hükümet adamlarının hallerine ne demeli..


     “Devlet Sanatçılığı” kavramını icat edip, türkücüsünden kantocusuna; figüranından “seyirci kaygısı olmayan” gamsız yönetmenine kadar önüne gelene paye dağıtmadı mı?


     Bir tespit daha.. Cehalet lokal değil.. Bulaşıcı..


     Dün bizim gazetenin birinci sayfasında nerelere kadar bulaştığına dair bir haber vardı, okumuşsunuzdur..


     “Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi” müdürünün görevinden alınmasına dair bir haberdi..


     Adamcağız, aralarında ressam Osman Hamdi’nin de eserlerinin bulunduğu tabloların çerçevelerini tabanca boyası ile boyatmış.. Tuvallerin çoğu zarar görmüş..


     O'nun Başı Kim?


     Mantık belli.. Tabloların çerçeveleri çok eski görünüyor.. “Maliye”den ödenek istese vermeyecekler..


     Şunu ucuza getireyim, deyip boyacı çağırıyor.. O da tabanca boyası ile çerçevelerin hakkını veriyor (!) Olay duyulmasa belki kapanır giderdi..


     Lanet olsun ki duyulmuş.. Koca müdürü apar topar görevden almışlar..


     Peki o müdürü “Bu işin en ehil adamıdır.. Bu tablolar O’ndan başkasına emanet edilemez..” deyip o göreve atayan siyasetçi?


     O hesap vermez.. Çünkü o “seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin” himayesinde..


     Hamisinin sandık üzerinde yüzde 49, anket üzerinden yüzde 54 oyu var.. Kimse dokunamaz..


     “Galatasaray”ın maçını seyrediyorum..


     Spiker her kimse maçı anlatma şekli “sosyal şizofrenik halimizin” seslendirilmiş hali.. Sahadaki herkes eğer gençse “yetenek” biraz yaş almışsa “star..”


     * * *


     Seyrettiğim o yetenekler ve starlar, aralarında beş altı serilik pas yapamıyor..


     Çünkü arkadaşına attığı top mutlaka rakibe gidiyor..


     Onlar topu teperken aklıma kendi kendimize yaptığımız “Arda mı Messi mi?” kıyaslaması geliyor..


     Hani Hıncal Uluç’un “Bana Arda’yı ver Messi’yi al deseler, üste para isterim..” diye fiştiklediği tartışmalar..


     Arda yerli imalat bir stardır.. İspanya’da bir golü vardır.. Takıma zor bela girer, genellikle doksan dakika bitmeden oyundan alınır..


     Messi ise önceki gün ligde otuz beşinci golünü attı.. Şampiyonlar ligi ile birlikte “Barcelona” formasıyla attığı gol sayısı 47 oldu.. Daha dokuz haftası var..


     Bizden biri ile elin adamının arasında “yıldızlık” kıyaslaması yapıldı mı aklıma doğrudan Aşık Veysel’in türküsü geliyor..


     “Yıldızlardan irişansın,
     Yardan bana bir nişansın
     Benim gibi perişansın
     Doğmayaydın mavi yıldız.”


     Gazete Vatan - 27.03.2012, Salı




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5788725
Online Ziyaretçi Sayısı:25
Bugünlük Ziyaret :707

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.