\ Tümer, Ülker:

1998 yılında Adana’da doğan Ülker Tümer, viyolonsel eğitimine 2009 yılında “Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda Viacheslav Kainov ile başladı. 2013-2016 yılları arasında eğitimine “Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı”nda Dilbağ Tokay ile devam etti. “Kronberg Cello Academy”, “Rutesheim Cello Academy” ve “AIMA” başta olmak üzere çeşitli ustalık kurslarında Anner Bylsma, Jens Peter Maintz, Gary Hoffman, Maria Kliegel, Peter Bruns, Christoph Henkel, Johannes Moser, Julian Steckel, Nicolas Altstaedt ve Claudio Bohorquez ile çalıştı. Eğitimi süresince yurt içi ve yurt dışında yalkıcı, piyano eşlikli ve oda küğü olarak çeşitli dinletiler verdi. 2011 yılında, Rusya’da düzenlenen “Büyük Bolgar Müzik Festivali”ne, 2013 yılında Arjantin’de üyesi olduğu “Adana String Quartet” ile “Iguazu En Concierto Festivali”ne katılarak dinletiler verdi. 2014 yılında, “İş Sanat”ın “Parlayan Yıldızlar” serisinde ve “Pera Uluslararası Müzik Festivali Genç Solistler” serisinde resitaller, “Cemal Reşit Rey Konser Salonu”nda piyanolu dinleti verdi. 2015 yılında “Akbank Sanat - Ustalar ve Öğrencileri” dinletisinde öğretmeni Dilbağ Tokay ile birlikte sahnede yer aldı. “44. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali”nde “4Cellos” olarak ve İzmir’de “Cello Ensemble” olarak dinletiler verdi. 2016 yılında, Hollanda’da düzenlenen “Amsterdam Cello Bienali”nde öğretmeni Jean Guihen Queyras ve viyolonsel sınıfı ile birlikte dinleti verdi. 2017 yılında “Freiburg Oda Küğü Festivali”nde yer aldı. Dinleti ve resitallerinin yanı sıra, genç sanatçı, “Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası”, “Camerata Saygun” ve “AIMA Festival Orkestrası”nda yer aldı. Orkestra ile yalkıcı olduğu dinletiler arasında “Bakırköy Oda Orkestrası” eşliğinde “Vivaldi İki Viyolonsel Konçertosu”, “MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı Orkestrası” eşliğinde “Haydn Do Majör Viyolonsel Konçertosu”, 2016 yılında “Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası” ile “Elgar Viyolonsel Konçertosu”, 2018 yılında “Olten Filarmoni Orkestrası” ile “Çaykovski Rokoko Varyasyonları” yer almaktadır. Sanatçı, 2018 yılında, İngiltere’de Marin Alsop’un orkestra şefliğinde, “Britten Young Artist Program Orchestrası”nda viyolonsel grup şefi olarak yer alarak, “Snape Maltings” dinleti salonunda dinletiler verdi. Ülker Tümer’in katıldığı yarışmalar ve aldığı ödüller arasında 2015 yılında Bulgaristan’da “International Music of Germany and Austria” yarışmasında birincilik ve İtalya’da “International Music Competition Citta di Barletta” yarışmasında “Absolut Birincilik”, 2017 yılında Almanya’da “Freiburg Musikhochschule”de düzenlenen “Helmut-Spehl Yarışması”nda özel ödül, Türkiye’de “Benyamin Sönmez Uluslararası Viyolonsel Yarışması”nda üçüncülük, 2018 yılında Almanya’da “Carl Seeman Yarışması”nda üçüncülük ve 2020 yılında “Helene Rosenberg Bursiyer Seçmeleri”nde birincilik dereceleri yer almaktadır. Ülker Tümer, “Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı”nda Dilbağ Tokay’ın viyolonsel sınıfında tamamladığı lise eğitiminin ardından, üniversite eğitimine Almanya’da Jean Guihen Queyras ile “Freiburg Musik Hochschule”de devam etmektedir.

Türk Beşleri:

Gerek “Türk Beşleri”nin ve gerekse onların yetiştirdikleri öğrencilerin ortak nitelikleri Atatürk devrimlerinin küğ önderleri ve yapıcıları olmalarıdır. Küğ tarihimizde bir ilk olarak, ulusal ve toplumsal konuları içeren yaratılar vermiş ve eğitim küğüne de eğilmişlerdir. Ulusal sanatın en büyük özelliklerinden biri de acı ya da tatlı olsun ulusal duyguları ve olayları dile getirmektir ki “Türk Beşleri” olarak anılan grup bu yapının mimarları olmuşlardır.

\ Türk Dünyası Müzik Topluluğu:

“Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü”ne bağlı bir kuruluş olan “Türk Dünyası Müzik Topluluğu” sanatçı Ali Özaydın’ın çalışmaları ile 17 Nisan 2000 tarihinde resmen kurulmuş ve “Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü” bünyesindeki yerini almıştır. Kurulduğu günden bu yana sanat yönetmenliği görevini yürüten İrfan Gürdal’ın ayrılmasıyla Fatih Erenler’in sanat yönetmenliğinde çalışmalarını yürüten topluluk, yeryüzünde Türkçe konuşulan tüm bölgelerin geleneksel küğlerinin yurt içi ve yurt dışında tanıtımını kendisine amaç edinmiştir. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Tataristan, Kırım, Başkortostan, Çuvaşistan, Karaçay, Hakasya, Tuva, Saha–Yakutistan, Gagauzya, Bosna–Hersek, Kosova, Makedonya, Uygur geleneksel küğ örneklerini tarih içindeki seyri ile inceleyen, alan araştırmaları ve derlemeler yapan, notaya alan ve bunları arşivleyen “Türk Dünyası Müzik Topluluğu” birikimlerini periyodik dinletiler, TV ve radyo programları, albümler, yurtiçi ve yurt dışı dinletiler gibi etkinliklerle kamuoyuna sunmaktadır. Türk dünyasının ortak kültürel değerleri içerisinde çok önemli yer tutan geleneksel küğün popüler küğ kültürü içerisinde eriyip yok olmadan korunmasına ve yaşatılmasına gayret gösteren topluluk, yöresel küğ edimlerindeki üslup ve lehçeyi tahrip etmeden yansıtırken, orkestralama ve stili ile de çağdaş bir çizgi yakalama yolunda çalışmaktadır. Bu çalışma Türk dünyasının zengin küğ kültürünü hem dünyaya hem de farklı coğrafyalarda yaşayan Türk toplumlarına tanıtma yolunda atılmış önemli bir adım olmaktadır. Topluluk sanatçıları, gerektiğinde klasıl Türk halk çalgılarının yanı sıra dombıra, dutar, kılkopuz, simkopuz, rübap, tar, garmon, giccak, morin-huur, igil, santur, bızançi, cetigen, sıbızgı, şan kopuz, çeng gibi Orta Asya çalgılarını da icra etmektedir. Bu çalgıların birçoğu topluluğun kurucusu olan Ali Özaydın’ın yıllar önce faaliyete geçirdiği ve bugün topluluk bünyesinde yer alan çalgı yapım atölyesinde imal edilmektedir. Topluluğun müdürlüğünü halen Ali Özaydın sürdürmektedir.

Türk Halk Küğü (Halk Müziği):

Türk folklorunun bir dalıdır. Türk halkı arasında yaşayan ve yaratıcıları genellikle bilinmeyen, bu nedenle de tümüyle halkın malı olmuş küğsel verilerdir. En önemli nitelikleri toplumun malı oluşları ve dolayısıyla o toplumun duygularını taşımalarıdır. Halk ezgileri, kaynaklarının böyle bir özellik taşıması nedeniyle -her eser gibi kişisel olsalar da- zamanla yaratıcılarının unutulmaları ile halkın malı olurlar. Farklı kişilerin ve genelde toplumun dilinde dolaşarak ilk yaradılışlarındaki bireyselliklerini yitirirler ve şekil, hatta konu dahi değiştirirler. Buna “folklorik oluşum” ya da “anonimleşme” (anonim olma) denilir. “Folklorik oluşum” evresini tamamlayan halk ezgilerimiz “Türk Halk Küğü”nü meydana getirirler. Bkz. Anonim. Anonim Olma. Anonimleşme. Folklorik oluşum.

Türk Küğü Türleri:

Türk küğü, iki ana başlık altında kümelenmektedir. Bunlardan birincisi “Türk Dünyasal Küğü” ve diğeri de “Türk İnançsal Küğü” olarak isimlendirilmektedir. Bu her iki ana başlığa ait olan alt türler elbette bulunmaktadır. “Türk Dünyasal Küğü” ana başlığı altında yer alan alt türleri sayacak olursak bunlar:
1. Türk Halk Küğü
2. Türk Sanat Küğü
3. Türk Askeri Küğü
     a. Türk Mehter Küğü
     b. Türk Bando Küğü
4. Türk Eğlence Küğü ve
5. Türk Çağdaş Küğü
şeklinde sıralanabilir.
“Türk İnançsal Küğü” ise bellibaşlı iki alt türde incelenebilir:
1. Türk Cami Küğü ve
2. Türk Tasavvuf Küğü
     a. Türk Tasavvufi Sanat Küğü
     b. Türk Tasavvufi Halk Küğü.

                                                    Türk Küğü Türleri
                _____________________________________________
               ↓                                                                                        ↓
Türk Dünyasal Küğü                                                            Türk İnançsal Küğ
               ↓                                                                                       ↓
1. Türk Halk Küğü                                                                 1. Türk Cami Küğü
2. Türk Sanat Küğü                                                               2. Türk Tasavvuf Küğü
3. Türk Askeri Küğü                                                                   a. Türk Tasavvufi Sanat Küğü
     a. Türk Mehter Küğü                                                             b. Türk Tasavvufi Halk Küğü
     b. Türk Bando Küğü
4. Türk Eğlence Küğü ve
5. Türk Çağdaş Küğü

Türk Marşı:

Mozart en güzel yaratılarından birini bir Türk için bağdamıştır. Öyküye göre babası Mozart’ı daha çocuk yaşında oradan oraya sürükleyip dinletilere çıkarırken bir ormanda yolları kesilir. Yol kesenlerden biri Türk’tür. Bu Türk Mozart’ın sanatçı olduğunu öğrenince arkadaşlarının önüne geçer ve Mozart’ı kurtarır. Bu olay üzerine Mozart “Türk Marşı”nı bağdamıştır.

\ Türk-Yunan Müzik Dostluğu İkilisi:

"Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı" müdürü ve "Opera Anasanat Dalı" başkanı bariton Mesut İktu ile Yunanistan'dan "Selanik Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı" başkanı Zoe Samsaralou'nun birlikte oluşturdukları "Türk-Yunan Müzik Dostluğu İkilisi" uluslararası bağdarlar ile Türk ve Yunanlı bağdarların yaratılarının yer aldığı izlenceler sunmaktadırlar. Böyle bir izlence ile sunulan dinletilerden birisi de 29 Nisan 2009 Çarşamba günü 20.30'da Yunanistan'ın başkenti Atina'daki pek tanınmış "Parnassoss Dinleti Salonu"nda yapılan bir "Şan-Piyano Dinletisi" idi. Büyük ilgi ile karşılanan dinletide sanatçılar sahneye defalarca davet edilerek üç ayrı eser daha seslendirdi. İkili daha önce de "Türk-Yunan Müzik Dostluğu" çerçevesinde İstanbul, İzmir ve Selanik'de dinletiler vererek büyük beğeni toplamıştı.

Türkçe Ezan:

Ziya Gökalp’in 1918 yılında yayınlamış olduğu “Yeni Hayat” adlı şiir kitabında yer alan “Vatan” şiirinin girişi şöyledir:
Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan okunur,
Köylü anlar manasını namazdaki duanın,
Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kur’an okunur,
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Huda’nın,
Ey Türkoğlu işte senin orasıdır vatanın.
Atatürk 1932 yılında Türkçe ezan okunmasının dini açıdan geçerli olup olmadığını tartıştırmış ve Türkçe ezanın caiz olduğunu belirlemiştir. Büyük lider bunun üzerine çok cesur bir karar daha almıştır. Verdiği talimat üzerine 23 Ocak 1932 günü “Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti” şefi Binbaşı Hafız Yaşar (Okur), İstanbul Karaköy’deki “Yeraltı Camii”nde Cuma namazından sonra ilk kez “Yasin Suresi”ni önce Arapça, sonra Türkçe okumuştur. Yer yerinden oynamıştır, ancak hükümet en ufak bir zaaf göstermemiş, uygulama sürdürülmüştür. Aradan sadece 10 gün kadar geçmiş, Kadir gecesi olan 3 Şubat 1932 günü “Ayasofya”da yatsı namazından sonra aralarında birçok tanınmış hafızın bulunduğu “Mevlidhan Heyeti” Türkçe olarak önce Mevlid ve arkasından Kur’an okumuşlardır. Radyodan yapılan canlı yayın bütün ülkede büyük yankı yapmıştır. Ankara’da “Atatürk Heykeli”nin yanına monte edilen hoparlörden halka da dinletilen bu yayını Ankaralılar kar altında dinlemişlerdir. Türkçe Kur’an farklı İslam ülkelerinden değişik tepkiler almıştır. Kimi çevreler bunu “dinsizlik” olarak değerlendirirken bazıları da olumlu karşılamıştır. İki gün sonra, 5 Şubat 1932 tarihinde “Süleymaniye Camii”nde ilk Türkçe “hutbe” okunmuştur. Bunun üzerine içlerinde Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi dönemin önemli hafızlarının bulunduğu bir komisyon kurularak ezanın Türkçe çevirileri yapılmış, hangisinin ahenginin daha uygun olduğu araştırılmıştır. Bu tartışmalar ışığında kabul edilen metin aşağıda yer almaktadır:
Tanrı uludur;
Şüphesiz bilirim, bildiririm;
Tanrı’dan başka yoktur tapacak.
Şüphesiz bilirim, bildiririm;
Tanrı’nın elçisidir Muhammed.
Haydin namaza, haydin felaha,
Namaz uykudan hayırlıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı 18 Temmuz 1932 tarihinde yayınladığı bir genelge ile bu metni bütün camilere bildirmiş ve ezan Türkçe okunmaya başlanmıştır. Ancak bu uygulama yalnızca onsekiz yıl sürebilmiştir. 14 Mayıs 1950 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimler sonucunda “Demokrat Parti” iktidara gelmiş ve Adnan Menderes’in kurduğu hükümet 2 Haziran 1950 tarihinde güvenoyu almıştır. Güvenoyu alma tarihinden sadece ondört gün sonra, yani 16 Haziran 1950 tarihinde ezanın Arapça okunması serbest bırakılmıştır. Burada önemli olan nokta ezanın Türkçe okunmasının yasaklanmamış, Arapça ezan okumanın serbest bırakılmış olmasıdır. Ancak günümüzde Türkçe ezan okunmasını talep etmek bile bir cesaret işidir. “Dinde zorlama olmaması” hükmüne karşın “Demokrat Parti Hükümeti”nin ilk iş olarak ezan konusuna el atması ilginç bir noktadır. Eğer kulaklar kadar beyinler de Türkçe ezana biraz daha alışsaydı arkasından “Neden ana dilimizde ibadet etmiyoruz ya da neden kutsal kitabımızı ana dilimizde okumuyoruz?” şeklindeki tepkilerin güçlü bir şekilde gelmesinden korkulmuştu.

\ Türker, Bahar:

1994 yılında Ankara'da doğdu. Klasik gitar çalışmalarına 2004 yılında "Bilkent Üniversitesi"nde başladı. Verdiği birçok okul dinletisinin yanısıra birinci ve ikinci "Türkiye Gitar Buluşmaları"nda yalkın resital ve "Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası" ve "Eskişehir Belediye Senfoni Orkestrası" eşliğinde yalkıcı olarak dinletiler verdi. Aniello Desidero, Marco Socias, William Kanengiser, Roland Dyens, Dale Kavanagh, David Russel ve daha birçok gitar ustasının verdiği ustalık derslerine katıldı. "I. Uluslararası İnönü Üniversitesi Gitar Günleri" içinde yer alan "Ulusal Gitar Yarışması"nda özel ödül olarak festival direktörü George Schmitzs tarafından "XVI. Uluslararası Koblenz Gitar Festivali"ne tam burslu olarak davet edildi. Davet edildiği "Koblenz Gitar Akademisi"nde yine burslu olarak Hubert Kappel ile de çalışmalarını sürdüren Bahar Türker eğitimine halen "Bilkent Üniversitesi" lise birinci sınıf öğrencisi olarak Kağan Korad ile devam etmektedir.

\ Türkmen, Emel Funda:

1971 yılında Rize’de dünyaya geldi. 1989 yılında “Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü”nde küğ eğitimine başladı, 1999 yılında “Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü”nde yüksek lisans çalışmalarını tamamladı. Doktora çalışmalarını “Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü”nde sürdürdü. İsmail Göğüş danışmanlığında “Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’ndeki Ses Problemleri” konulu araştırmasıyla yüksek lisans ve Suna Çevik danışmanlığında “Kütahya Türküleri’nin Ses Eğitimi Derslerinde Eğitim Materyalleri Olarak Kullanılabilirliğinin İncelenmesi” konulu araştırmasıyla da doktora tezini sunmuştur. 1994 yılında “İçel Mersin Selçuklar İlköğretim Okulu” küğ öğretmeni olarak başladığı görevini, 1995 yılında “Niğde Atatürk Orta Okulu”nda sürdürdü, 1995 Kasım ayında “Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü Araştırma Görevliliği” sınavını kazandı. 2000 yılında küğ öğretmenliği görevine dönerek “Kütahya Azat İlköğretim Okulu” küğ öğretmeni oldu. 2002-2006 yılları arasında “Kütahya Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi” küğ öğretmeni olarak görevlendirilmeli çalıştı. 2006 yılında “Afyon Hüseyin Sümer İlköğretim Okulu” küğ öğretmenliğine tayin oldu. 2009 yılında “Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda yardımcı doçent olarak başladığı görevine 2011 yılında doçent, 2018 yılında profesör olarak devam etti. 2021 yılında “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”na geçiş yaptı. Emel Funda Türkmen ses eğitimi, küğ tarihi ve edebiyatı, koro, ses pedagojisi, koro eğitim ve yönetimi, ses sağlığı ve korunması derslerini yürütmektedir. Küğ eğitimi ve küğbilimi alanlarında ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılarda bildirileri, mesleki ve hakemli dergilerde makaleleri bulunan Türkmen’in küğbilim, küğ eğitimi, oda küğü-orkestra, çocuk şarkıları alanlarında kitapları yayınlandı. Çeşitli yaş gruplarında hazırladığı korolar ile dinleti etkinlikleri gerçekleştirdi.

\ Türkmen, Uğur:

1971 yılında Kütahya’da doğdu.  İlk, orta ve lise öğrenimini Kütahya’da tamamladı. 1993 yılında “Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü”nü bitirdi. 1996 yılında “Selçuk Üniversitesi”nden “Bilim Uzmanlığı” ve 2005 yılında “Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Müzik Anabilim Dalı”ndan “Doktora” aldı. 1993-2000 yılları arasında “Niğde Üniversitesi”nde küğ okutmanı olarak çalıştı. 2001-2006 yılları arasında “Kütahya Güzel Sanatlar Lisesi”nde küğ öğretmeni olarak görev yaptı. 2006 yılında “Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda yardımcı doçent olarak göreve başladı. 2010 yılında doçent, 2017 yılında profesör oldu. 2006-2021 yılları arasında “Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda çalıştı. 2021 Şubat ayından itibaren ise “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda görev yapmaya başladı. Verdiği dersler arasında “Araştırma Yöntemleri”, “Sistematik Müzikoloji Çalışmaları”, “Sosyal Psikoloji ve Müzik”, “Türk Müziği’nde Çokseslilik Uygulamaları” bulunmaktadır. Türkmen’in küğ eğitimi ve küğbilim alanlarında ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılarda bildirileri, mesleki ve hakemli dergilerde makaleleri, “küğ eğitimi, oda küğü-orkestra, çocuk şarkıları” alanlarında kitapları yayınlandı.

Türkmenistan (Uluslararası) Çocuk Festivali:

Türkmenistan “Uluslararası Çocuk Festivali” Türkmenistan “Eğitim” ve “Kültür” Bakanlıkları tarafından ortaklaşa düzenlenmektedir. Bu festivale başta Türkiye olmak üzere Rusya, Çin, ABD, Almanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Romanya, Güney Kore, Polonya, Beyaz Rusya, Ukrayna, İran, Afganistan, Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan, Tacikistan, Kırgızistan ve Ermenistan gibi ülkelerden çocuklar katılmaktadır. Ev sahibi Türkmenistan ise sayısal olarak en kalabalık grubu oluşturmakta ve ülke genelinde yapılan ön elemeler sonucunda seçilen çocuklarla temsil edilmektedir. 2008 yılında üçüncüsü gerçekleştirilen “Uluslararası Çocuk Festivali” başkent Aşkabat'ta yapılan açılış töreni ile başladı. 7 Ağustos 2008 tarihine dek süren ‘Altın Asrın Altın Nesilleri’ isimli bu etkinliğe 21 ülkeden 500’e yakın çocuk katıldı. Festivalin dostluk ve kardeşlik şenliğine dönüşmesi arzu edilmektedir. Çeşitli ülkelerden gelen çocuklar seslendirdikleri şarkılar ve ulusal folklor oyunları ile izleyicileri coşturmaktadırlar. Çocuk tatil merkezlerinde ağırlanan çocuklar Türkmenistan’ı gezerek çeşitli dinletiler vermekte, kapanış dinletisi sonrası festivalde dereceye giren ülkelere çeşitli hediyeler sunulmaktadır. Türkmenistan’da bu festivalin ilki 2006 yılında Hazar Denizi kıyısındaki Türkmenbaşı kentinde yapılmıştı.

\ Türkmenoğlu, Ömer:

Tenor Ömer Türkmenoğlu 1975’te Erbil/Kuzey Irak’ta doğdu. Küğsel eğitimine Erbil’deki "Kültür Merkezi"nde başladı. 1995 yılında “Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Şan Sanat Dalı”na girdi. Aynı yıl “Ankara Radyosu Türk Halk Müziği Ses Yarışması”nda birinci oldu. 1996 yılında “TRT Televizyonu”nun düzenlediği “Türk Halk Müziği Ses Yarışması”nda Türkiye birincisi oldu. 2000’de Azerbaycan/Bakü’de düzenlenen “2. Uluslararası Bülbül Opera Yarışması”nda dördüncülük ödülü kazandı. “Bilkent Senfoni Orkestrası” ve “Bilkent Oda Müziği Orkestrası”yla çok sayıda dinleti verdi. “Türksoy Opera Günleri”nde “Mersin Devlet Opera ve Balesi Orkestrası”yla dinletiler verdi. Ünlü tenor Placido Domingo adına her yıl düzenlenen “Operalia Yarışması”nda dünya çapında seçilen 40 sanatçı arasına girdi. Birçok hocayla çalıştı, ustalık kurslarına katıldı; çalıştığı öğretmenler arasında Katia Riceralli, Mirella Freni, Maria Bieflu, Mauro Trombetta, Alessandro Calamai, Sergio Bertocchi bulunmaktadır. Türkmenoğlu İtalya, İspanya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde birçok dinleti verdi. Halen şan eğitimine “Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi”nde sanatta yeterlik düzeyinde Deva Çolakoğlu ile devam etmektedir. Sanatçı ayrıca “Ankara Devlet Opera ve Balesi” kurumunun bir sanatçısıdır.

\ Tüzün, Burak:

1970 yılında Ankara’da doğdu. 1982 yılında “Ankara Devlet Konservatuvarı Keman Bölümü”ne kabul edilerek Semra Bayraktar’ın keman sınıfında başladığı öğrenimini, 1992 yılında Server Ganiev’in keman sınıfından lisans derecesini alarak tamamladı. Aynı yıl “Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”na sanatçı öğretim elemanı olarak kabul edildi. Alfred Mişurin ile orkestra şefliği, Sami Hatipoğlu ile armoni ve kontrpuan çalıştı. 1996 yılında “Tchaikovsky Moskova Devlet Konservatuvarı Opera ve Senfoni Şefliği Bölümü”ne kabul edildi. “Anadolu Üniversitesi” tarafından gönderildiği “Moskova Konservatuvarı”ndaki altı yıllık öğrenimi boyunca Rusya Devlet Sanatçısı Leonid Nikolaev’in şeflik sınıfında lisansüstü derecelerini aldı. Margarita Karatıgina yönetiminde de müzikoloji alanında bilimsel doktora çalışmalarını tamamladı. Bilimsel doktora çalışmaları süresince “Eczacıbaşı Müzik Vakfı” tarafından desteklendi. “Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası”nın şefliğini ve genel müzik direktörlüğünü yapmakta olan Tüzün, konuk şef olarak “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” ve “Devlet Senfoni Orkestraları” ile konserlerini sürdürmektedir.

\ Tüzün, Lilian Tonella:

Orkestra eşliğindeki ilk dinletisini onüç yaşında veren Lilian Tonella Tüzün, 1997 yılında “Sao Paulo Üniversitesi Sanat ve İletişim Fakültesi”ni Gilberto Tinetti’nin piyano sınıfından “Üstün Başarı Ödülü” alarak bitirdi. Öğrenciliği döneminde katıldığı ulusal nitelikli yarışmaların beşinde “Birincilik Ödülü” alan sanatçı, kazandığı burs ile “Sofya Devlet Müzik Akademisi”nde Viktor Chouchkov’un sınıfında bir dönem eğitim gördü. Fany Solter, Rudolf Kehrer, Ludmilla Lazar, Klauss Frank, Yuri Slesarev, Angela Tosheva, Carlo Bruno’nun ustalık sınıfı kurslarında çaldı. 1998 yılında “Brezilya Devlet Bursu” ile “Çaykovski Moskova Devlet Konservatuvarı”nda lisansüstü çalışmalarını yapmak üzere gönderildi. Burada Alexander Sementski ve Natalia Trull’un öğrencisi olarak lisansüstü derecelerini aldı. Aynı okulda küğbilim dalındaki bilimsel doktora çalışmalarını Vladimir Tchinoev’in yönetiminde tamamladı. Brezilya, Rusya ve Türkiye’de çeşitli orkestralar eşliğinde dinletiler veren Tonella Tüzün’ün “Callista” firması tarafından çıkarılan ve flüt-piyano eserlerinden oluşan “Virtuoso” CD’sinin ardından “Brezilya Kültür Bakanlığı” tarafından desteklenen, Brezilyalı bağdar Willy Correa de Oliveira’nın yaratılarının yer aldığı CD ile “Çağsav” tarafından çıkarılan “Semada Empati” CD’sinde kayıtları yayınlandı. Sanatçının “Brezilya’da Piyano” adlı kitabı 2017 yılında “Hacettepe Üniversitesi Yayınları”ndan, bölüm yazıcılığı yaptığı “Music Therapy in Turkey” adlı kitap ise 2019 yılında “Cambridge Yayınevi”nden çıkmıştır. Küğ bilimi alanında yayınlanmış makaleleri ve bildirileri bulunan Tonella Tüzün, 2016 yılında “Anadolu Üniversitesi Sanat Ödülü”ne, 2018 yılında ise “Rio Branco Brezilya Devlet Nişanı”na layık görülmüştür. 2020 yılında sanat alanında “Çağfen - Yılın Kadın Eli” ödülüne layık görüldü. Sanatçı halen “Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü”nde öğretim üyesi olarak çalışmakta, “Piyano Anasanat Dalı Başkanlığı” görevinin yanı sıra bilimsel araştırma projeleri yürütmekte ve sanatsal etkinliklerini sürdürmektedir.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:6228375
Online Ziyaretçi Sayısı:3
Bugünlük Ziyaret :195

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.