21.01.2015 / 'Komşum Hitler' ve Sosyal Medya

'Komşum Hitler' ve Sosyal Medya    

     “Komşum Hitler, insanlar üzerinde sosyal medyanın etkisini ve baskısını eleştiren bir oyun. Hitler de diktatörlerin faşizmi adına seçilmiş bir simge oldu.”

     Yeni dünya üzerindeki medya materyallerinin günümüz insanının üzerindeki etkisini işleyen “Komşum Hitler” adlı oyun ile ilgili olarak oyunun yönetmeni Tolga Yeter ve başrol oyuncusu Mahperi Mertoğlu ile konuştuk.

     - Bir yönetmen olarak tiyatroda oyunculuğu nasıl değerlendiriyorsunuz?
     - Tolga Yeter: Ben kamera önünde durmayı yoğun olarak istemedim şu ana kadar. Dizi ve tiyatro gibi bir ayrımım da olmadı. Benim için hayatta önemli olan olgu oyunculuktur. Zaten oyunculuk zor bir iştir. Televizyonda iyi bir proje ile karşılaştığımda da dahil olabilirim. Sinemada da şu ana kadar 3 film yönettim. Ama tiyatro benim için olmazsa olmazdır. Tiyatroda oyunculuk ve yönetmenlikten çok zevk alıyorum.

     - Tarz olarak daha çok hangi tür çalışmalarla ilgileniyorsunuz?
     - Tarz olarak Shakespeare’i de, Brecht’i de çok seviyorum, Haldun Taner’e de bayılıyorum. Bunun dışında genç yazarlarımızı da takip ediyorum. Benim için önemli olan oyundan herkesin bir şeyler anlamasıdır. Ben öyle bir şey yapayım ki, herkes her şeyi anlasın. “Komşum Hitler”den sonra anladım ki, isim olmayan oyunları daha çok benimsiyorum. Çünkü isim oyunları uyarlamak daha kolaydır. Mesela “Hamlet”i oynamak ya da uyarlamak elbette zordur. Fakat sizin yorumunuz farklı da olsa izleyici bunu kabul eder. Oysa “Komşum Hitler” gibi bir oyunu öncelikle izleyiciye anlatmanız gerekir. Anlattığınızı 60 kuşağı da anlamalı 90 kuşağı da. Bunlardan birine ulaşamadıysanız başarısız olursunuz. Olumlu ve olumsuz eleştiri almamız bizim için önemli. Bunun dışında tabii ki oyun sanatsal kaygı taşımalıdır.

     “Faşizmi Simgelerle Anlattık”

     - Yönetmenliğini yaptığınız “Komşum Hitler” adlı oyunda simge olarak neden Adolf Hitler seçildi?
     - Faşizmi simgeleyerek anlatmak istedik. “Komşum Hitler”, insanlar üzerinde sosyal medyanın etkisini ve baskısını eleştiren bir oyun. Dolayısıyla Hitler de diktatörlerin faşizmi adına seçilmiş bir simge oldu. Oyunda Mussolini, Franco gibi diğer diktatörler de geçiyor. Hitler tüm dünyayı etkilediği için O’nun çatısı altında irdeledik. Oyun 65 dakika sürüyor. Ama bu süre bizim anlattıklarımız için gayet yeterli. Kara komedide zaman değil, temanın nasıl işlendiği önemlidir. İzleyici eve gidip oyunun nasıl sonlandığı hakkında düşüncelere dalıyorsa, sorular soruyorsa bu bizim için bir başarıdır.

     “İzleyici Oyunda Kendini Buluyor”

     “Tiyatroda ben her zaman hep bir sözü olan, seyircinin yüreği olan çalışmaları isterim. ‘Komşum Hitler’i de bu yüzden kabul ettim. Oyunun bir sözü olmalı.”

     - Oyunda olduğu gibi yaşamınızda da sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor musunuz?
     - Mahperi Mertoğlu: Ben uzun süre bilgisayarı ve telefonu kullanmamak üzere direndim. “Boğaziçi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi” mezunu olduğum için kağıt ve kalem her zaman önceliğim oldu. Teknoloji tabii ki hayatımızın bir yerinden bizi buluyor. Sosyal medyanın da doğru kullanıldığı takdirde yararlı olduğunu düşünüyorum. Şu anda da sadece gerekli olduğu zamanlar kullanıyorum. Hayvan Hakları platformları, oyun tanıtımları gibi... Ama tabii ki, oyundaki gibi yoğun olarak kullanmıyorum. Bu karakteri oynamak için yoğun olarak gözlem yaptım. Tiyatroya, konsere ya da sinemaya gittiğimde insanların elinde cep telefonları görüyorum. Ne yediklerini, nereye gittiklerini ifade ediyorlar. Bu davranışları reddediyorum. İnsanlar bu oyunu izleyince gülüyorlar ama kendilerini buluyorlar.

     - Tiyatro ve dizi oyunculuğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
     - Tiyatro ve dizi tamamen farklı alanlardır. Tiyatrodan ne yazık ki çok az para kazanıyoruz. Ağırlaşan koşullar oyuncuları dizi sektörüne dahil ediyor. Oyunculuk açısından çok farklı kollar... Tiyatroda izleyiciyle o an buluşuyorsunuz. İzleyici sizden nefret de etse sizi sevse de o an bu duyguyu kazanıyorsunuz. Dizi oyunculuğunda ise kendiniz ve set ile başbaşasınız.

     “Oyunun Bir Sözü Olmalı”

     - Tiyatro izleyicisi nasıl oluşur?
     - Bu tamamen eğitimle alakalı bir durum. Hayatınızın bir yerinde tiyatro varsa bir süre sonra vazgeçilmeziniz olur. İyi oyunlar, iyi oyuncular tanımakla olan bir süreç bu... İzleyici bir kere gidip nefret ederse bir daha gelmez çünkü.

     - Tercih ettiğiniz projelerde belli bir tema var mı?
     - Tiyatroda ben her zaman hep bir sözü olan, seyircinin yüreği olan çalışmaları isterim. “Komşum Hitler”i de bu yüzden kabul ettim. Oyunun bir sözü olmalı. Örneğin “Kırmızı Pazartesi”, “Mösyö Butterfly”, “Ocak” çok özel oyunlardır. Yapı olarak komedi oyunlarını seçiyorum. Ama komedi gerçekten zor bir oyunculuktur. Komedi oynayan her tür oyunu oynayabilir. Tabii ki sevdiğim oyunu her şekilde oynarım.

     Aydınlık Gazetesi - 21.01.2015, Çarşamba (Özge Yeşildağlı)




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5787419
Online Ziyaretçi Sayısı:24
Bugünlük Ziyaret :377

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.