12.03.2011 / Okur Yazarlığı Olmayan İmam Sanatçı Ordusu Kurdu

Öğüt, Aydın


    
Öğüt ailesinde tam 40 sanatçı var. Aile üyelerini sanata teşvik eden ise okuma yazma bilmeyen imam dede Hafız Ali Öğüt olmuş.

 

     Tam 40 sanatçı yetiştiren ve dördüncü kuşakta da genç sanatçıların yer aldığı Öğüt ailesi, okuma yazma bilmeyen imam dede Hafız Ali Öğüt’ün eseri. Müzikolog Dr. Aydın Öğüt’ün Afyon’da yaşayan ve okur-yazar olmayan imam dedesi Hafız Ali Öğüt, çocuklarının sanat hayatına başlangıç yaptıran isim olmuş. Dr. Aydın Öğüt, adeta “sanatçı fabrikası” olan ailesinin öyküsünü “Yeni Asır Pazar” okuyucuları ile paylaştı.

 

     - Ailenizde sanat yaşamı nasıl başladı?

     - Aslında ırsi bir durum söz konusu diyebiliriz. Babadan öte, dededen gelen bir yetenek diyebilirim. Dedem Afyon’un “Dinar Kazası”na bağlı “Dikici Köyü”nün imamıydı. Okuma yazması olmamasına rağmen 1940 yılında Ankara’ya amcamı konservatuvara gönderebilecek kadar modern bir anlayışa sahipti. Ailemizin sanat yolculuğu tam 71 yıl önce amcamın konservatuvara gitmesi ile başlıyor. Amcam Ahmet Öğüt obuva sanatçısı olarak sanat hayatına devam ederken, rahmetli babam da konservatuvarda okuyup obua sanatçısı oldu. Ayrıca babam Mehmet Öğüt, “İzmir Senfoni Orkestrası”nın ilk müdürlerindendi. Babamın ardından diğer amcam da konservatuvara gitmiş. Dolayısıyla üç kardeşten bugüne çoğala çoğala bizim çocuklarımıza kadar gelen 40 kişilik bir sanatçı aile olduk. Ailede herkes konservatuvar mezunu.

 

     - O zaman Öğüt ailesi orkestrası kurabilirsiniz herhalde?

     - Hem de ciddi bir orkestra kurulabilir. Türkiye’nin en kalabalık müzisyen ailesiyiz. Toplam dört kuşaktır müzisyenler çıkmakta ailemizde. Avrupa’nın da belki en önemli kalabalık müzisyen ailelerinden birisiyiz. Ben de orkestra şefiyim.

 

     - İdealiniz nedir?

     - İdealimiz, herkesi bir araya getirip bir orkestra oluşturabilmek. Çünkü değişik şehirlerde birçok akrabamız, kardeşimiz var. Yaşça en küçük sanatçımız olan kızım da flüt eğitimi alıyor. İzmir’de “Güzel Sanatlar Lisesi”nde okuyor.

 

     - Konservatuvarı bitirip “Türk Silahlı Kuvvetleri”ne geçiş yapmışsınız. Neden?

     - “Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı”nın “Kompozisyon ve Orkestra Şefliği Bölümü”nü 1985 yılında bitirdim. “Devlet Konservatuvarı”nda askeri öğrenci olarak okudum.

 

     - Ailede herkes sanatçı. Neden siz askerliği seçtiniz?

     - Ben de bir askeri sanatçıyım. Konservatuvara normal giriş yaşını geçirmiş olduğumdan, önce “Mızıka Okulu”na giderek, lise tahsilimden sonra konservatuvara geçtim. Her iki okuldan da birinciliklerle mezun oldum. 1985 yılında devlet konservatuvarından mezun olduktan sonra “Bursa Işıklar Askeri Lisesi”nde sekiz yıl çalıştım. Daha sonra üç yıl Ağrı’da çalıştım. İki yıl Ankara’da “Mızıka Okulu”nda ve en son Samsun’da “Sahra Sıhhiye Okulu”nda bando komutanlığı yaptım. Binbaşı rütbesiyle 2003 yılında emekli oldum. Bunun haricinde de çalıştığım her şehrin üniversitesinde hocalık yaptım. 2009 yılında “Karşıyaka Belediye Bandosu”nun şefliğini yaptım.

 

     Vakıf Kuracak

 

     - Şimdi neler yapıyorsunuz?

     - “Pagos Kültür Sanat Merkezi”ni 2010 Nisan ayında Karşıyaka’nın en merkezi noktasında açtık. Antalya’da 7 yıl bu tarz bir okulum vardı ama “Pagos Kültür Sanat Merkezi” çok daha profesyonel bir eğitim merkezi oldu.

 

     - “Pagos”un anlamı nedir?

     - Burası Karşıyaka, burada her yerin ismi Kordelya. Yani Karşıyaka’nın eski ismi. Pagos ise Kadifekale’nin eski ismi. Üstelik çok fazla bilinmiyor. Burayı “Pagos Kültür Sanat Merkezi” ismiyle kurduk. Burada daha sonra vakfa dönüşecek bir derneğimiz de var. Derneğimizin bünyesinde eğitimlerimizi veriyoruz. Derneğimizin kuruluşuyla ilgili detaylı bilgiler internet sitemizde var.

 

     Yeni Asır Gazetesi - 12.03.2011, Cumartesi (Kahraman Durak)




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5789832
Online Ziyaretçi Sayısı:18
Bugünlük Ziyaret :908

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.