21.03.2010 / Herkes Bana Hasta, Ben Başbakan'a

     - Nee! Romanları Sulukule’den mi çıkaracaklar? İlk kez senden duyuyorum, inanmıyorum, şakadır.

     Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Ben de Hacı Hüsrev’de büyüdüm” diyerek yaptığı Roman açılımı çok konuşuldu. Toplantının en az Erdoğan kadar dikkat çeken bir diğer ismi ise Başbakan’la el ele göz göze şarkılar söyleyen Kibariye idi... “Romanların öncüsüyüm, kraliçesiyim” diyen Kibariye’nin bu açılımla Romanların tüm sorunlarının çözüleceğine inancı tam ama kentsel dönüşüm planından henüz haberi yok, en azından ben söyleyene kadar yoktu. “Erdoğan, adam gibi adam. Bizi koltuğunun altına aldı” diyor. İlk kez o gece tanıştığı Erdoğan’dan elektrik aldığı için o kadar rahat davrandığını belirten şarkıcı, Başbakan’ın en çok boyunu posunu beğeniyor.

     - Geçen hafta yapılan Roman açılımının yıldızı oldunuz.
     - Ben her zaman yıldızım canımın içi.

     - Sizce gerekli miydi bu Roman açılımı?
     - Tabii ki gerek vardı, bu bizim ihtiyacımız. Romanlar böyle bir şey oldu diye sevinçten ağladı. Bize bu güzelliği sağlayan Başbakan’ımıza ciddi anlamda minnettarım ve teşekkür ediyorum.

     - Ne zorluklar yaşıyor Romanlar?
     - Bir kere çoğu evsiz barksız. Hor görüldükleri için sevgiden yoksun. Bu bizim için eksi. Başbakanımız da böyle bir şey yapınca uçtuk havalara, sevindik. Biri de bizi savundu Allah razı olsun. O biri de önemli bir değer. Dediğim gibi sıkıntılarımız; sevilmeme, hor görülme, dışlanma. Ben bunlara karşı yıllarca çaba sarf ettim ve bir şeyler yaptım, başarılı da oldum. Ama tabii ki Başbakanımız inanılmaz bir olay yaptı. Romanlarımıza ev, bark, para vadetti. Allah razı olsun, bundan daha güzel şey ne var! Bugüne kadar kim savunmuş bizi bebeğim?

     - Şöyle bir algı da var; Romanlar kapkaç yapar, uyuşturucu satar. Bir olay olunca ibre hemen Romanlara dönüyor.
     - Ne saçma, asla ve asla katılmıyorum. Sırf Romanlarda mı varmış böyle bir şey? Ben hiç görmedim ama, oysa ki içlerindeyim. Romanlar kapkaç yapsa, bilmem ne yapsa zengin olurlar bebeğim. Adamlar açlıktan ölüyor. Bak Allah razı olsun Erdoğan Bey aslan gibi çıktı karşımıza, ne güzel düşündü, Romanı savundu. Ben ağladım mesela o lafların karşısında.

     - Tamam da niye dışlanıyor peki bu Romanlar?
     - Bir laf vardır, meyve veren ağaç taşlanır. Çok güzel meyveler veriyoruz galiba kız, hem de hasosundan. Onun için şekerim yadırgayan çok olur ama Allah’ın koruduğuna kimse dokunamaz... Benim en çok istediğim şey, hayalim gerçekleşti. Başbakanımız bugüne kadar kimsenin yapamayacağı en güzel şeyi yaptı.

     - Yani en çok istediğiniz, hayal ettiğiniz şey bir politikacının sorunlarınıza eğilmesi miydi?
     - Yaa tabii ki. En güzel kim savunacak seni, kim yardım edecek? Önce Allah sonra Başbakan’ımız. Bitti!

     - Başbakanımızla ilgili uzun uzun konuşacağız da, önce size geri dönelim. Kibariye olarak siz Roman olmanın ne gibi zorluklarını yaşadınız onu anlatın.
     - Ben çok küçümsendim, çok ezildim, çok yadırgandım.

     - İlk çıktığınız zamanlar mı, hala oluyor mu?
     - Arada bir hala oluyor. Ama ben aldırış etmiyorum artık. Çünkü neden? Yüce Rabbim her şeyin bilincinde, koruyan kollayan. Yadırgayanı Allah ne yapar? Cezalandırır. Onun için ben bir şey demeyeceğim artık. Kardeşiz kızım, kimse kimseyi yadırgayamaz, tamam mı?

     - Aşağılayanlar kim sizi, sanatçılardan da oldu mu?
     - Genel, yani normal vatandaş. Sanatçılar beni çok seviyor bir kere. Sibel Can Roman kızı, Türkan Şoray, Müşerref Akay Roman kızı.

     - Ama bu isimler sizin gibi dile getirmiyorlar Roman olduklarını.
     - Utandıklarından dolayı değil, unutkanlıklarına gelmiş olabilir. Ama herkes kendini biliyor zaten, ben onun bilincindeyim. Hepsi beni çok sever. Zaten Roman Roman’ı yadırgayamaz ki.

     - Bir örnek versenize yaşadığınız?
     - 19 yaşındayken “Stardust Kulüp”te sahne alıyordum. Sahneye çıkar çıkmaz adamın biri, “Otur lan yerine çingene” demişti. Kadın olsa çekemiyor diyeceğim ama erkekti. Unutamadığım kötü bir anıdır bu. Zaman zaman konserlerde de kendini bilmeyen insanlardan bu tarz şeyler duyuyorum. Ağzı laf yapan konuşuyor diyorum ben.

     - “Buçuk insan değildir Romanlar” dedi Başbakan. Öyle mi, yarım insan gibi mi görülüyorsunuz?
     - Evet, yarım insan görüyorlar tabii, doğru söylemiş. Hepsini A’dan Z’ye güzel konuştu. Çok güzel savundu bizi, ben bile böyle savunamam yani. Dört dörtlük bir konuşma, kollama, koltuğunun altına alma. Aman Yarabbi... Hele dedi ya, “Çingene değil, Roman” dedi ya... Çünkü çok üzülüyordum ben, Romanları aşağılıyorlar diye. Hala da “Siz çingene misiniz?” diye aşağılamaya çalışıyorlar. Evet, çingeneyim, ne olmuş! Kıskanılıyoruz yavrucum.

     - Romanlar kendilerine en çok ne denince kızar; çingene, şopar... vb.?
     - En çok çingene lafına gıcık oluyoruz hepimiz, ben de içindeyim. “Aman bırak şu pis Romanı” diyenler ya da “Ne kadar kötü giyinmiş, çingene olduğundan bilmiyor giyinmeyi” diyenler var. Kimse kimsenin ne giydiğine, özeline karışamaz. Ben yemin olsun hiçbir zaman hava peşinde olmadım, ekmeciğimin peşindeyim ben.

     İmajımı Kocam Yapıyo, Yıkılıyo Adam

     - Yaza yeni albümünüz çıkacak. Nasıl bir albüm bu?
     - “Gipsy Kings”le düet olacak ve sonra beraber konser de vereceğiz. Tarkan’la düet olacak, şarkı da aldım; Sezen Aksu’dan da şarkı aldım. Kadın yıkılıyor kardeşim...

     - Maşallah yıllardır mutlu bir evliliğiniz var. Oysa son dönemde çok fazla boşanma haberi okuyoruz. Erkeklerde daha genç kadın merakı var sanki değil mi?
     - Bizim Türk erkeklerimiz dünya güzeliyle de evlenseler, kraliçeyle de evlenseler haramı seviyorlar, ne bileyim ben.

     - Kadınlar da mı genç erkekle evlense, bakın siz ne kadar mutlusunuz?
     - Hiç alakası yok be bebeğim. Kuran çarpsın yok. Bana ilk başta kocam için dediler ki: “Sen yandın, ileride adam seni bırakacak.” Ben Ali’den 20 yaş büyüğüm ama Ali benden daha olgun, daha düşünceli, daha akıllı. Yaşına göre çok olgun bir çocuk. Hala seviyoruz kardeşim biz birbirimizi. Ay napiim kardeşim ya, bu kadar güzel etmiş Allah beni, adam bırakmıyor.

     - Son yıllarda daha da bir güzelleştiniz. Giyiminiz, saçınız...
     - Onların hepsi kocamdan kaynaklanıyor. Yıkılıyo adam. Benim estetiğim yok, hiçbir yanımda yapma bir şey yok. Bir tek dişlerimi yaptırdım, onu da hep söylerim. Bunların yanı sıra gene de kocam Ali’ye teşekkür ediyorum. Benim imajımı değiştiren kişi o. Saçımdaki kaynağa kadar her şeye Ali karar veriyor. Takılarıma kadar, küpelerimi takmayı benden iyi beceriyor.

     - Başka çocuk yapacak mısınız?
     - Birgül’e kardeş çok istiyorum. Bir dönem biliyorsunuz sıkıntılarım oldu, 2 defa kürtaj oldum. Ama şimdi yeniden tedaviye başladım. Bir yumurtalığımda güçsüzlük var, onu iğneyle güçlendirecekler. Gidiyorum geliyorum işte.

     Yapmayacak Olsa O Lafları Niye Etsin ki?

     - Daha önce yapılan Kürt ve Alevi açılımları en azından şimdilik sonuçsuz kaldı. Sizce bu Roman açılımı işe yarayacak mı? Ne bekliyorsunuz bu açılımdan?
     - Bence işe yarayacak. Bundan sonra kötü şeyler kalkacak, iyi şeyler gelecek. Bunu gerçekten ciddi anlamda bekliyorum. Bir adım atıldı. O adımın sonunun da güzel geleceğine eminim, son kararım. Bak adama Allah için! Kız ben ağlayacak gibi oldum O konuşurken. Niye o kadar kişinin önünde o kadar laf etsin ki? O da bilir ne yapacağını. Kendini mahcup etmez. Bizi de mahcup etmez, ondan eminim. Güzel olacak her şey.

     Romansız Sulukule Olmaz, Tat Tuz Kalmaz

     - Romanların öncüsü müsünüz?
     - Öncüyüm tabii. Roman olmayanlar da benden sonra Roman oldu, önceden yadırgıyorlardı. Hem de öyle bir yadırgıyorlardı ki, dalga bile geçiyorlardı benimle. Şimdi Roman olmayanlar “Romanız” diyorlar. Ne yapacaksın şimdi kardeş? Romanların en ön planındayım, öncüsüyüm, kraliçesiyim canım benim. Geçmiş olsun, iyi günlerrr... Merdivenleri çıkmak değil, oradan inmek kötü. Ben merdivenimi çıktım, merdivendeyim. Şükürler olsun 50 yaşındayım, alnımın teriyle, yüzümün pakıyla terbiyemle, namusumla Romanımı da bozmadan, incitmeden tüm halka da saygımı yitirmeden aslan gibi, devlet gibi kadınım!

     - Siz Romanlara sınıf atlattınız. Değil mi?
     - Çok teşekkür ederim. Bak, Allah için bu camiada bizim Romanları bayağı yadırgarlardı, benden sonra her şey rahatladı. Herkes de bunun bilincinde. Dediğine katılıyorum yani, aynen doğrudur.

     - Çıtayı yükselttiniz yani?
     - Herhalde, Allah’ıma şükürler olsun. O kadar çabalar sarf ettim. Ne mücadeleler verdim, sen bilemezsin. Sen evde yemek yerken, ben sokaklarda mücadele peşindeydim Romanlar için. 29 sene savaşını verdim ben bu işin.

     - Bir de şu ev meselesi var. Hani 100 TL taksitle ev sahibi olacak ya Romanlar. “Kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılanların amacı Sulukule’yi Romanlardan temizlemek” diye yazılar çıktı, ne düşünüyorsunuz?
     - Ne zaman yazıldı bu? Bunu ben bilmiyorum. Bir şey söyleyeceğim, Sulukule de Romanlara yakışır ama. İlk defa bunu senden duydum, ama böyle bir şey imkansız olmalı. Bu söylediklerine inanmıyorum. Ayrıca sen onları oradan alıp saraya koysan oturmazlar. Annemden biliyorum bunu. Ben anneme dünyaları yapıyorum, “Evimden çıkmam, komşularımdan ayrılmam” diyor. Sosyete evde oturmak istemiyor, Sibel Can’ın anası gibi. Sibel de anasına neler yaptı, kadın gitmiyordu, illa Karagümrük’te oturacağım diyordu Allah rahmet eylesin. Bak şimdi lafı buradan nereye getireceğim... Romanlar Sulukule’den çıktığı zaman orada tat tuz kalmaz. Sakın öyle bir şey düşünülmesin. İnşallah bu olay şakadır, ciddiye almıyorum.

     Güzel Olan Her Şey Var Adamda, Yok mu Diyeyim

     - Başbakan’ımız hep, “Ben Kasımpaşalıyım” diyor ya. Ne demek Kasımpaşalı olmak, nasıl olur Kasımpaşa’da büyüyen birisi?
     - Orada büyüyen insan hiperaktif olur, neşe içinde olur, gerçekten yürekten olur, aşırı derecede merhametli olur, duygusal olur. Her şey var kızım orada; tefi, darbukası, dansözü, şarkıcısı.

     - Böyle dik bir duruşu var ya hani Erdoğan Bey’in.
     - Aslan gibi adam ama. Bak dünya ahiret kadınlığımla (bunu ben kocama da söylüyorum) dünya ahret ağabeyim olsun, konuşmalarına hastayım. Herkes benim sesimin hastası, ben de Başbakan’ımızın öncelikle konuşmalarının sonra o asil duruşunun, yakışıklılığının, ne bileyim kızım ya. Yürüyüşü falan böyle her şeyi... Bak benim okumuşluğum yoktur ama harbi söylüyorum adam, adam gibi. Allah yaratmış. Allah onu karıcığına, çocuklarına, bizlere bağışlasın. Allah onu silahlardan, kötü olan her şeyden korusun. Ben çok seviyorum, kim ne derse desin. Herkes benim hastam, ben de Başbakan’ımızın hastasıyım, ne olacak şimdi? Abim gibi. Her şeyiyle dört dörtlük olduğu için ben takdir ediyorum, güzel olan her şey var adamda yaa. Yok mu diyeyim var olan şeye. Üstüne basa basa söylüyorum, güzel adam. Ama onu ne güzelleştirmiş biliyor musun? Kalbinin güzelliği.

     - Fiziksel olarak en çok neresini beğeniyorsunuz Erdoğan’ın?
     - O kadar deme canım, benim kocam var ayıp öyle şeyler (gülüşmeler). En çok boyunu, posunu ondan sonracığıma ağız yapısı çok güzel, göz rengi. Bir de asil yürüyüşü, kıyafetleri. Emine Hanım onu tertemiz giydiriyor.

     - Ama Tayyip Bey’le önceden tanışıyordunuz değil mi?
     - Hayır, yok. O gün ilk kez gördüm yakından. Ekranda izliyordum hep. Ben ekranda izlerken de elektrik alıyordum Başbakan’ımızdan. Zaten tüm sanatçılara saygılıdır Başbakan. Açılım günü en hayran olduğum şey, şarkı okurken yanına gittiğimde, ben sahneye geri dönene kadar ayakta kalmasıydı. Bir erkekte en önem verdiğim şey, saygıdır.

     Emine Hanım Namazda Sesime Dua Ediyormuş

     - Göz göze çekilen fotoğrafınızı gazetelerde görünce ne hissettiniz?
     - Beğendim, çok güzel çıkmış.

     - O gün Erdoğan’ın yüzüne de söylediniz ya, “olay adamsın” diye. Ne demek olay adam?
     - Olay adam, yani ne konuşsa tutuluyor, olay yaratıyor.

     - Emine Erdoğan için de “olayların olayı” diyorsunuz.
     - Kocasının arkasında olan, kocasından duasını eksik etmeyen kadın. Bak ben hastayım böyle şeylere. Kocasına her şeyiyle yardımcı olan kadın, dua eden olayların olayı.

     - Bundan sonra da görüşür müsünüz Başbakan’la?
     - İsterlerse, buyur ederlerse her zaman. Saygıyla koşa koşa 5 dakikada oradayım. Emine Hanım’la tanışmayı da çok isterim. Beraber merdivenlerden inerken Başbakanımız dedi ki, “Eşim sizi çok sever, namazlarında sesinize dua eder.”

     Okuma Yazmayı Sökemedim, Ne Politikası

     - Bir gün politikaya girer misiniz Kibariye Hanım?
     - Yok, ben işimi yapmalıyım, onlardan anlamam. Ben adam akıllı okumayı yazmayı sökemedim tam olarak. Ne anlarım öyle işlerden, haddime değil.

     - Şu an ne durumda okuma yazmanız?
     - Fena değil ama çok güzel değil. Rezil olmayacak kadar.

     - İngilizce peki, kızınız çalıştırıyordu ya sizi İngilizceye?
     - Adınız ne?

     - Banu.
     - My name is Banu. Acık onu öğrendim. Bu ara çok yoğunum biliyon mu, yeni albüm geliyor, çok vaktimi alıyor. O yüzden dersleri bıraktım, çalışmalarıma yöneldim.

     Röportaja Gelmeden Etli Fasulyemi Yaptım

     - Hep anlatıyorsunuz ya, yemek yaparım, temizliğimi yaparım diye. Ama diğer sanatçılardan benzeri şeyler neden hiç duymuyoruz?
     - Sibel Can çok temizdir, Seda Sayan felaket temizdir, Ebru Gündeş felaket temizdir, Safiye Soyman’ın evine git tertemizdir, Hülya Avşar kendi işini kendi yapar. Kocasının küllüklerini bile önüne koyan kadındı o, ben biliyom. Onlar anlatmayabilirler, “Sanatçıyız demeyelim” demiş olabilirler.

     - Hemen, yardımcım var benim diyorlar ya.
     - E benim de var ama bak zeytinyağlı dolmayla, etli taze fasulyemi yaptım geldim, ne var bunda?

     Banu Duran / Gazete Vatan – 21.03.2010, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5783499
Online Ziyaretçi Sayısı:19
Bugünlük Ziyaret :632

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.