Üçüncül Mektup Göz
Walter Benjamin'e...
(*) uyanış müziği eşliğinde
bu sabah bir mektup aldım
bir yabancıdan
gün boyu mektupla gezip durdum
gül boyu istanbulla kapalıçarşıda
bir kadın bir semt bir çiçek
bir kedi bir kadın bir kule
bir adam bir kuş bir adam
mektup ki kalple yazılmış belli
kaçınılmaz diye başlıyor
insanın insan olabilmesi için
insana vakit ayırması
hem tanımadık birine
kim bilir belki de aynı kadınla yattı
istanbulda galatada bir kadın vardı
bir ortanca olurdum ona dokununca
eski yalnızlığım yoksullaşırdı
tıpkı ateşten kopan yalımın sönmesi gibi boşlukta
en son taze bir yalnızlık bulurdum
o olağanüstü çokluktan
iki ateş böceğini söndürüp aynada kalkar giderdim
mektup ki kalple yazılmış belli
şüphesiz içten dürüst yaşatıcı
olduğundan iyi sessiz ürpertici
mektup ki uçmayı seven birinden
uyanış müziği eşliğinde
sakallı bir vakitte yazılmış
bir kedinin oturuşunu tarif et dedi
hiç düşünmedim solanj dedim
istanbulluydu
bir kedi sevinişini tarif et dedi
hiç düşünmedim istanbul dedim
galatalıydı
bir kediyi tarif et dedi
düşünmeye vakit yoktu ki
kule dedim
bu sabah bir mektup aldım
ah mirim ah çelebim
aynı kadınla yatmış
aynı düşü görmüşüz
her sabah uyanıp dünyadan önce
zahiri parlak ve zifiri bir aydınlık içinde
kanatlarımızı okşayan kırıkları onaran cilalayan
mavi bir kadın düşü
bu sabah ben mektup o yabancıdan
mektubu yalnızlığımla ısıttım erittim su yaptım
kokusunu imbikten son bir kez içime çektim
suyu saçtım havaya ki harflerini tanıdım
ben kaldım kağıtta kanatlarımı attım