10.07.2019 / İhsan Toksöz - Mersin Üniversitesi ve Kültür-Sanat


     Bu yazımda “Mersin Üniversitesi”nin kültür-sanat ile ilgili bölümlerine mercek tutacağım. Hemen belirteyim; yazdıklarım sadece zaman içindeki kişisel gözlemlerinden yaptığım genel çıkarsamalardır. Eksik bilgiler varsa peşinen ilgililerin affına sığınırım. Yazımı okuyan ilgililerin şahsımı arayarak, bana yazarak, hatta kişisel olarak davet ederek eksik bilgilerimi tamamlamaları, aydınlatmaları beni memnun edecektir.


 

     Mersin halkının ve sivil toplum kuruluşlarının öneri ve talepleriyle 1992 yılında kurulan “Mersin Üniversitesi”nde ilk eğitim-öğretime geçen bölümlerden birisi “Güzel Sanatlar Fakültesi” olmuş. Fakültenin “Resim” ve “Heykel Bölümleri” her zaman kent entelijansiyası ve kurumları ile interaktif bir ilişki içinde olmuştur.


 

     Fakültenin “Resim Bölümü” 1993-1994 yılında alınan 20 öğrenci ile eğitim-öğretime başlamış. Bu bölümün hocaları ve öğrencileri kentimiz sergi salonlarında (yeni sergi salonları gerekli) seyrek de olsa sergiler açıyorlar. Günümüzde kentin bazı sergi salonlarının kapanmasına ve gün geçtikçe sanata desteğin azalmasına rağmen “Resim Bölümü”nün değerli hocaları sanatı kent gündeminde tutabilmek için yine de çaba harcıyorlar.


 

     Son zamanlardan örnek vermek gerekirse; 17-18 Kasım 2018 tarihlerinde gerçekleştirilen “Narenciye Festivali”ndeki “Yürüyen Sergi” bunun güzel bir örneği idi. Prof. Nurseren Tor’un olağandışı bir vizyon ile “İngiliz Yağ Fabrikası” yıkıntıları arasında açtığı günübirlik sergi ise Mersin için yeni sanat mekanları yaratılması arayışlarında kent ilgili kurum-birimleri/yöneticilerine verdiği mesajla dikkat çekti. Medyada duyuru ve haberlerini izlediğimiz bu sergi ile amaçlanan, “İngiliz Yağ Fabrikası” binasının bir kent sanat mekanı olarak Mersin’e kazandırılması idi. Bu mesajı ilgililerin ciddiyetle not ettiğini (?) ve gereğinin yapılacağını (!) umut etmek istiyoruz. (Bkz. Çukurova Gazetesi “Yakamoz” köşe yazım: 23.01.2019)


 

     En son örnek ise, “Milli Mücadele”nin 100. Yılı kapsamında, yine Prof. Nurseren Tor’un öncülüğü ve kuratörlüğünde, “İçel Sanat Kulübü” ile birlikte 19 Mayıs günü gerçekleştirilen “Mersin Uray Art / 2019 Etkinliği” oldu. Bu etkinlik bizlere Uray caddesinde bulunan eski “Ziraat Bankası”nın kültür ve sanat etkinlikleri için ne kadar güzel bir mekan olduğunu göstermesi bakımından çok yararlı oldu. Daha önce de yazdığım gibi bu bölgenin kültür-sanat sivil toplum kuruluşlarının kullanımına verilmesi halinde ne denli fonksiyonel bir şekilde kullanılabileceğinin de örneğini verdi. “Uray Art” etkinliğinin gelecek yıllarda daha da geliştirilerek ve 5 günlük bir sanat festivali şekline dönüştürülmesi yararlı olacaktır.


 

     1994-1995 yılında açılan “Heykel Bölümü” hocalarının da geçmişte kent kurumları ile yakın ilişki içinde olduklarını gördük. Prof. Berika İpekbayrak’ın “Uluslararası Hüseyin Gezer Heykel Sempozyumu”nun gerçekleştirilmesinde büyük çabaları olduğunu biliyoruz. Bu sempozyumun mutfağında çalışan diğer kişilerin bilgileri bende yok ama kent için çok mükemmel bir atılım olduğunu belirtmekte yarar görüyorum ve tüm katkısı olanlara teşekkür ediyorum.


 

     Nedense son yıllarda bu sempozyum tekrarlanamıyor. Birçok heykelin depolarda beklediğini biliyoruz.  Bu heykellerin kente dağıtımı ve sergilenmesinin tartışılması gerektiğine inanıyoruz. Konunun tekrar kent gündemine alınması için buradan bir çağrıda bulunuyoruz. Bu sempozyumun sürdürülmesi için projenin akademik ve sanatsal çerçevesinin gözden geçirilip yeniden yapılandırılarak (heykellerden bazıları 15 günlük sempozyum süresi içinde tamamlanamamış) üniversite, yerel yönetimler ve kent kurum, kuruluşlarının desteğiyle kurumsallaştırılması kentimizin yararına olacaktır. Tercihan öğretim yılı içinde yapılacak “Heykel Sempozyumu”na gelecek sanatçıların Üniversite ilgili bölümünde workshoplar gerçekleştirmesi sempozyumun eğitim ayağını oluşturacaktır.


 

     Üniversitenin “Fen Edebiyat Fakültesi” içinde yer alan “Sanat Tarihi ve Klasik Arkeoloji Bölümleri” de bölgenin geçmiş sosyal, kültür ve sanat yaşamı hakkındaki akademik çalışmalarının sonuçlarını sıkça kentlilere paylaşma ihtiyacı içindedir.  Bunun için her yıl yapılan (bu yıl Ekim ayı içinde 24.sü yapılacak) “İçel Sanat Kulübü Arkeoloji Günleri” ve geçen yıl başlatılan “Sanat Tarihi Günleri” iyi bir platform olmakla birlikte, belirli bir meraklı kitlesine hitap eden etkinliklerdir. Yıl içinde benzeri etkinliklerin halka dönük konferanslar ve söyleşiler ile sürekliliğinin sağlanması için kentten ilgili ve destek olacak yeni etkinlik paydaşları ve salonları bulunarak kentle bütünleşme olanakları araştırılmalıdır.


 

     Özellikle “Klasik Arkeoloji Bölümü”nün gerçekleştirdiği bölge antik yaşamına ait geçmişteki sunumlar ve sempozyumlar uzun süredir anılarda kalmış bulunuyor.  Eskiden yapılan “Kilikya Araştırmaları” ile ilgili sempozyumlar yeni konu başlıklarıyla yinelenirse iyi olacaktır.


 

     Bu fakültenin “Tarih ve Felsefe Bölümleri” de kent ile bütünleşme yönünde söyleşi ve konferanslarla Mersin insanı ile buluşmaktadır.


 

     Fakültenin, “Alman Dili ve Edebiyatı”, “Arap Dili ve Edebiyatı”, “İngiliz Dili ve Edebiyatı” ile “Türk Dili ve Edebiyatı” bölümlerinin kentte yapılacak söyleşi, şiir ve edebiyat konferansları etkinlikleriyle kent kültür ve sanat gündemi içinde sıkça yer almaları edebiyat meraklıları için yeni bir yaşam pınarı olacaktır. Bu tür etkinlikler için uygun mekanlar bol miktarda mevcuttur.


 

     Türkiye’de eğitim açısından üst sıralarda yer alan “Devlet Konservatuvarı” öğrencileri ulusal ve uluslararası ödüllere adeta abone olmuş durumdalar. Sık sık gelen haberler ile gurur duyuyoruz. Hocalarımızı ve yetenekli öğrencilerimizi kutluyoruz.


 

     Öte yandan “Konservatuvar Akademik Orkestrası” müthiş bir enerji ile üretiyor, konserler veriyor ve CD’ler çıkararak sunuyorken son yıllarda nedense etkinliklerini aynı heyecan ve istekle gerçekleştiremiyor. “Nevit Kodallı Oda Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi Konser Salonu”nda Mersinlilere sundukları unutulmaz müzik ziyafetlerini özlemle bekliyoruz.


 

     Bir kent orkestrası olarak “Akademik Orkestra”nın “Mersin Uluslararası Festivali” içinde yer almaması kanımca bir eksikliktir. Ünlü bir solist ile festivale davet edilmeleri şık olur düşüncesindeyim.


 

     Bu konuda yine kişisel bir gözlemimi paylaşmak isterim. Bugüne değin “MEÜ Devlet Konservatuvarı”nın ulusal ve uluslararası müzik camiasında kazandığı haklı başarı öykülerini, bundan sonra da sürekli duymak ihtiyacı içindeyiz. Ancak son zamanlarda kuruma verilen desteğin -finansal ve eğitsel- bir aşınma içinde olduğunu duyumsuyoruz. Bazı öğretim görevlileri başka kurumlara transfer oluyorlar. Bazı bölümlerde öğrenci kayıpları yaşanıyor. Bu konunun ivedilikle gözden geçirilmesi ve üniversite üst yönetimince gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.


 

     “Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi”nin özellikle yerel yönetimlerle yakın ilişki içinde çalıştıklarını biliyoruz ama nedense projeleri ve Mersin’e katkıları konusunda medyada sık haberlerine rastlamıyoruz. Fakülte yetkililerinin kentle bütünleşme bağlamında etkinlikler, söyleşiler gerçekleştirmeleri yararlı olacaktır. Kültürhane bu konularda özenle ön alan bir kurum olarak çok iyi bir platform olacaktır.


 

     “Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi”nin “Gazetecilik, Radyo, Sinema ve Televizyon ve Reklam, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık” bölümleriyle 2006 yılından bugüne birçok ulusal ve uluslararası yarışmalardan önemli ödülleri var. Ancak öğrencilerin Mersin kültür-sanat yaşamı içine daha fazla entegre olmalarının yolu açılmalıdır. Böylelikle öğrenciler bir yandan alan çalışması yaparken kent imkan ve sorunlarını gözlemleyecek, toplum içinde ilk elden iletişim tecrübeleri kazanacaklar, öğrendiklerini uygulama imkanı bulacaklardır. Kentteki sanat aktiviteleri içinde yer alacaklar, bu konuda yapacakları haber ve duyurularla üniversite gençliğinin de kampüsten kente inerek sanat etkinlikleri içinde yer almalarını sağlayacaklardır. Üniversite radyosu da kentte gerçekleştirilen kültür-sanat etkinliklerinin haberlerini vererek (resim sergileri, klasik müzik konserleri, opera bale temsilleri, edebiyat, arkeoloji, sanat tarihi, felsefe vd. konferans ve söyleşileri), sanatçılarla röportajlar gerçekleştirerek öğrencilerin ilgilerini ve katılımlarını özendirebilir.


 

     Dileğimiz üniversitenin kent insanı ile daha fazla iç içe olmasıdır. Bu birlikteliklerin yaratacağı sinerji ile yeni projelerin oluşturulması ivme kazanacak ve Mersin kültür, sanat, edebiyat yaşamı daha da zenginleşecektir.


 

     Çukurova Gazetesi - 10.07.2019, Çarşamba


 

     __________________________________________



     http://www.cukurovagazetesi.com/mersin-universitesi-ve-kultur-sanat-77192.html




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5768076
Online Ziyaretçi Sayısı:19
Bugünlük Ziyaret :542

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.